Yılmaz Erdoğan Sözleri

Başarılı ve değerli sanatçı Yılmaz Erdoğan, birçok kişinin hayatına dokunan ve düşünmeye teşvik eden sözlerle
tanınır. Kendine özgü anlatım tarzıyla kalpleri fetheden Yılmaz Erdoğan’ın en güzel sözlerini sizler için bu sayfada
topladık. Hayatın farklı yönlerine dair derin düşüncelerini ve gözlemlerini dile getirdiği bu sözler, size farklı
bir bakış açısı sunabilir.

Yılmaz Erdoğan, eserlerinde ve konuşmalarında, hayata dair anlamlı düşüncelerini ve yaşamın karmaşasını,
inceliklerini bizlere aktarır. Sevgiden, dostluğa, hayattan, insan ilişkilerine kadar birçok konuda çarpıcı ve
düşündürücü güzel sözler sarf eder. Her biri birer inci tanesi olan bu sözler, hem kendisinin
hem de hayatın derinliklerini yansıtır.

Sadece bir sanatçı olarak değil, aynı zamanda bir düşünür ve gözlemci olarak da Yılmaz Erdoğan’ın sözleri, her
birimizin hayatında karşılaştığı durumlar ve duygularla ilgilidir. Kendi yaşam deneyimlerini ve gözlemlerini samimi
bir dille ifade eder. Bu sayfada Yılmaz Erdoğan’ın söylediği yeni ve en güzel sözler yer alıyor. Onun bu
değerli sözlerine göz atarak, hayata dair yeni bir bakış açısı kazanabilirsiniz.

Anlamlı Yılmaz Erdoğan Sözleri

Bir şeyi çok istersen, o senin olur. Evet, fakat sadece ‘istediğin’ kadar…

Aşk bir denizse, gönül de bir gemi. Kalkar gider ama nereye giderse gitsin, yine de döner.

Aşk ile nefs arasında ne fark var biliyor musunuz? Nefs almaktır, aşk ise vermektir.

İnsanlar sizinle konuşmayabilirler ama daima sizinle konuşurlar.

Bir insan, sevdiği zaman aklını yitirir mi? Belki de aklını yitirdiği zaman sever.

Bir insanı sevmekle başlayacak her şey, bir insanı sevmekle bitecek.

Bir insan, bir yerlere ait olduğunu hissettiği zaman mutlu olur.

Aşk bir arayıştır. Kendini aramak, kendini bulmak ve nihayetinde kendini kaybetmektir.

Kendinle barışık olmak, tüm dünya ile barışık olmaktır.

Ölüm, geride kalanların acısını hafifletmek için değil, gidenin acısını dindirmek içindir.

Önemli olan neyin doğru olduğunu bilmek değil, neyin doğru olduğunu hissetmektir.

Her insan, kendi hikayesinin kahramanıdır.

Yaşam, bir rüya kadar gerçek, bir film kadar hayalidir.

Güzel olan her şey geçicidir. Çünkü geçicilik, güzelliğin ta kendisidir.

Herkesin bir hikayesi vardır. Ama her hikaye bir başkasının hikayesi olur.

Bir insanın kalbine giden yol, onun gözlerinden geçer.

Yaşamak bir ağaç gibi tek ve hür ve bir orman gibi kardeşçesine.

Bir çiçeği solmuş görmek, tüm baharı soldurur içimizde.

Düşünmek, görmekten daha derindir. Çünkü gözler yalancıdır, düşünceler ise değil.

Aşk bir yudum su kadar hayati, bir nefes hava kadar elzemdir.

Söylemek isteyip de söyleyemediğim çok şey var… kiminin yüzüne kiminin gelmişine, geçmişine…

İnsanları anlamak, anlayabilmek çok zor… 7 milyar insanda 7 milyar dünya… Hangisini anlamaya yeter ömür…

O kadar yoruldum ki artık hiçbir şeye şaşırmıyorum… Ve umrumda değil hiçkimse, ne halim varsa görmekle meşgulüm…

Bir elimi seninkiymiş gibi hayal ederek… Tutuyorum diğer elimi…

İnsanları anlamak, anlayabilmek çok zor… 7 milyar insanda 7 milyar dünya… Hangisini anlamaya yeter ömür…

Anladım ki ağaçlar,
Toprağa acı verdikçe büyüyorlar…

…sana bakmak
suya bakmaktır
sana bakmak
bir mucizeyi anlamaktır….

Yetimhanede yaşayan küçük bedenlerin, ranzalarına yazdıkları ‘Anne’ kelimesi kadar masum olmalı bence AŞK..

Her ayrılıktan sonra ya ‘güle güle’ ya da ‘hoşçakal’ denir sevgiliye. Sahi gülen ya da hoş kalan var mıdır sizce?

Hiç kimse sevgilisine: “Benim için ne yaptın?” dememeli… 6 milyar insanın içinde seni bulmuş, daha ne
yapsın?

Ben en çok seni götürdüm giderken
Aklımın nakliyesiydi asıl yoran taşıyıcıları
Yardan düşmüştüm yaralarım
yardan armağandı
Ben sevmeyi beceremedim belki de sevilmeyi
Benim sevmeye engel evcil acılarım vardı

Gel! bekliyorum, kalbimi kır yine, canımı yak, daha da acıt hatta… Seni başkasıyla düşünmekten daha fazla
acıtmaz sonuçta…

Ben senin, beni sevebilme ihtimalini sevdim…

Pili bitmiş bir fotoğraf makinesi gibiyim artık. Kimseyi çekemem !

Birisi bana napıyorsun diyince, kısık bir sesle HİÇ diyorum. Kimse anlamıyor; H’ayatın İ’çinden Ç’ıkamıyorum…

Boşversene ! Aşk mı kaldı artık..Herkes gördüğünü sever olmuş. Ne olduğuna değil, ne verdiğine bakar olmuş

Küskünlüğüm hayata değil, içindeki beş para etmez insanlara. Bıkkınlığım ise, o…nların yüzüne bakmak zorunda kalmam
aslında.

Aşkım derler ya hani hiç bitmeyecekmiş gibi.. Sanki aşktan anlarlarmış gibi, Sanki ‘aşkım’ dedimi aşık
olunabilirmiş gibi…

İlginçtir bayanlar; Hem yavru bir köpeğe, hem de yakşıklı bir erkeğe www.guzele.com verdikleri tepki hiç
değişmez: “ayy cok tatlı.”

Biz, aynı tavla tahtasında farklı iki pul gibiyiz. Öyle ya, ‘Birbirimizi kırmadan oyunu bitiremeyiz…

Yazarlık, yazmak: uydurmak değil seçmektir.

Sırf seninle diğer tarafta karşılaşmamak için; helal ediyorum hakkımı !

Her şeyi anlattım olan olmayan acıtan sancıtan

Biz ne zaman içsek seni düşünüyoruz
Genzimizde göl gözyaşları
Biz ne zaman içsek,
İç değilizdir
aslında.

şimdi ölüm bile yetmiyor
acılarımızı tartmaya
dostlar
alıngan bir sahili pinekliyorlar
bir
merhabayı bıçaklar gibi artık
selamlaşmalar…

Yorum yapın