Sunay Akın Sözleri

Sunay Akın, gazetecilik ve tiyatro alanlarında gösterdiği başarının yanı sıra, yazıları ve şiirleriyle de tanınan bir isimdir. 1962 yılında Karadeniz’de dünyaya gelen Akın, genç yaşta edebiyata olan tutkusunu keşfetmiş ve bu yolda eşsiz bir yolculuğa çıkmıştır. Türkiye’nin seçkin yazarları arasında yer alan Akın, zengin hayal gücü ve özgün üslubuyla okurlarını her daim etkilemeyi başarmıştır.

Akın, eğitim hayatını İstanbul’da geçirirken, sanata olan ilgisi ve merakı onu tiyatro eğitimi almaya yönlendirdi. Farklı disiplinler arasında köprü kurma yeteneği sayesinde, tiyatro eğitimini yazılarına ve şiirlerine yansıtabildi. Tiyatro, onun kelimelerle oluşturduğu dünyaları daha da zenginleştirdi, metinlerine derinlik kazandırdı.

Bir şair olarak da tanınan Sunay Akın, sözleriyle kalpleri fethetmiştir. Onun şiirlerinde ve düşüncelerinde hayatın karmaşasına dair derin bir anlayış ve insanlık hali üzerine keskin bir gözlem yeteneği bulunur. Duygusal, ama bir o kadar da düşündürücü olan bu cümleler, Akın’ın edebiyat dünyasındaki yerini sağlamlaştırmıştır. Yıllar geçtikçe, Sunay Akın’ın sözleri ve eserleri, Türk edebiyatının vazgeçilmez parçalarından biri haline gelmiştir.

Anlamlı Sunay Akın Sözleri

Herkesin vazgeçtiği yerde, vazgeçilmez olunur.

Aşk bir gün değil, her gün ilan edilir.

Dilin kemiği yok, sözleri kalbi kırar.

Aşk bir kumarsa, en büyük piyangosu seni sevmektir.

Bir kadını ağlatan erkek, adam olamaz.

Uzak durma, aşk olmasa bile sevgi olsun aramızda.

Herkesin bir çocukluk fotoğrafı vardır aynasında, büyüdükçe çoğalır kırışıklıklar.

Düşmanın yoksa hayallerin yoksun demektir.

İnsanlar da fotoğraflar gibidir, ne kadar büyütürsen o kadar bozarlar.

Aşkın kıymetini, yitirenler bilir en çok.

Anlamlı Sunay Akın Sözleri

Kelebekler özgürlüğün simgesidir, ama özgür olmayı göze alamazlar.

Herkes yanlış anlar sevdiğini, doğrusunu anlamak marifet ister.

Hiç kimse, bir başkasının ne kadar acı çektiğini bilemez.

Şiirler unutturur aşkı, aşklar unutturur şiirleri.

Sevgilin ne kadar uzak olursa olsun, yıldızlara bakınca herkes aynı mesafededir.

Kimse tam manasıyla seni anlamaz, çünkü herkes kendini dinler.

İçinde bulunduğun koşullar seni yansıtmaz, senin ne olduğunu gösterir.

Güzel olmak kolaydır, önemli olan güzellik bırakmaktır.

Bir kadını güzel yapan bakışları, bir erkeği asil yapan davranışlarıdır.

Her kalp kendi şarkısını söyler.

Hüzün, özlemi bilenlerin işidir.

Bir kitap gibi açılmalı insan, okundukça sevilmeli.

Hayatta en büyük başarı, insan olabilmektir.

Yalnızlık paylaşılmaz ki, yalnızlık yalnız yaşanır.

Kimi zaman susmak, konuşmaktan daha etkilidir.

Her şey gözle görülmez, kalp ile hissedilir.

Özlem, sevginin diğer adıdır.

Sevdiğin kadar sevilirsin.

En büyük sermaye, yürekten bir tebessümdür.

Hayat, bize yarınların hiçbir garantisi olmadığını her zaman hatırlatır.

Özlemin tarifi yok. Kim ne demişse sebebi çaresizlik. Yanımda olman bile doyamamışken, nasıl anlatılır ki sensizlik.

Hani bir kelebek yakalarsın, bakmak istersin… Ama elini açsan kaçacak, sımsıkı tutsan ölecek. İşte böyle bir şey seni sevmek.

Kim bilir, belki yaralarımızı üflerken öğrendik, ıslık çalmasını.

İtiraf etmeliyim ki ‘Seninle her şey güzeldi’ ama itiraf etmek gerek ki, sensiz daha da güzel.

Çocuk değilim artık, büyüdüm. Biraz yorgun, biraz kırgınım yine de. Yeter artık! Giden yolunu, kalan yerini bilsin sadece.

Elden düşme sevdalar değil istediğim. Yüreğinin sahibi olmalıyım ya da hiçbir şeyin. Yüreğinin sahibi değilsem önemi yok bir şeyin.

Senin küle çevirdiğin kalbe, bir başkası üfleyip yeniden hayat verir.

Göğsünde şakırdayan madalyalarıyla peşinde koştuğu dünyanın en aptal kuşunu bile zor yakalar generalim.

Üzülme gitti diye, bu yılın modası böyle! 3 gün sever sonra bezer, senin aradığın Aslı ile Kerem 21. Yüzyılda ne gezer.

Ne zaman sıkıca tutsam aşkı yüreğimle, annem dürter usulca hadi uyan diye.

Aşk, sakızdan çıkan sözler kadar basit olmaya devam ettikçe, insanlar da onu çiğneyip tükürmeye devam edecekler.

Biliyorum yarınlarım dünden farksız. Hayat mı bana küstü, ben mi ona küstüm hatırlamıyorum ama, şu aralar fena dargınız.

İki ray gibiyiz bir tren yolunun. Yakın olması guzele.com neyi değiştirir, son istasyonun.

Doktora gittim geçende, kalbimde sen varmışsın. Ve bu arada röntgende çok tatlı çıkmışsın.

Bunca kalp kırıklarına rağmen küçüklüğümde yaptığım gibi rüzgarı arkama alıp bağırmak istiyorum hayata: Acımadı ki!

‘Giydikçe açılır’ diyen tezgahtar, ‘uzadıkça şekil alır’ diyen kuaför ve ‘zamanla unutursun’ diyen arkadaş; bunların hepsi aynı örgüte üye.

Oyuncak ve insan kalbi çok benzer birbirine. Bazen tamiri olmaz ikisinin de.

Bazen başını alıp gidebilecek kadar cesur; ve bazen kalıp her şeye göz yumacak kadar yürekli olabilmeli insan.

Sen bana mı soruyorsun, yalnızlığı sever misin diye? Ben ki; çayı bile 2 şekerli içerim, birlikte erisinler diye.

Aramıyorum. Ne bebeklik, ne çocukluk günlerimi, neden arayayım? O günlerde sen yoktun ki.

Artık ne sıradaki parça sen ol, ne de bana gel; Bence sen biraz dürüst ol ve önce kendine gel.

Aşk; bir bakıma sobaya dokunmak gibidir. Bir defa yanarsın, izi kalır. Sonra bir daha dokunmazsın, sadece yanına yaklaşırsın.

Belki aradığını bulamamış olabilirsin bende; ama unutma ki, bende bulduğunu bulamayacaksın hiç kimsede.

Beni senin gibi bir de annem terk etmişti ki göbeğimde durur onun yokluğundan bana kalan çukur.

Yorum yapın