Puyi Kimdir? Ne Yapmıştır?

Aisin-Gioro Puyi, Çin İmparatorluğu’nun son imparatorudur. 7 Şubat 1906 tarihinde doğan Puyi, Qing Hanedanı’nın son temsilcisi olarak tarihe geçmiştir. Puyi’nin yaşamı, Çin’in imparatorluktan modern cumhuriyete geçiş sürecinin dramatik dönüşümlerini yansıtır. İşte Puyi’nin hayatı ve dönemi hakkında detaylı bilgiler:

Çin İmparatorluğunun Son İmparatoru Puyi’nin Hayatı

Erken Yaşam ve Tahta Çıkışı

Puyi, 7 Şubat 1906’da Pekin’de doğdu. Qing Hanedanı’ndan gelen Puyi, İmparator Guangxu’nun kuzeni ve Prens Chun’un oğluydu. Henüz 2 yaşındayken, 1908’de İmparator Guangxu’nun ölümünün ardından imparatorluk tahtına çıkarıldı. Ancak, bu dönem boyunca Çin’i fiilen İmparatoriçe Dowager Longyu ve diğer saray yetkilileri yönetiyordu.

İmparatorluk Dönemi ve İstifası

Puyi’nin tahta çıkışının ardından Çin, iç karışıklıklar ve yabancı müdahalelerle mücadele ediyordu. 1911’deki Xinhai Devrimi, Qing Hanedanı’nın sonunu getirdi. 12 Şubat 1912’de, Puyi resmi olarak tahttan çekildi. Bu, 2 bin yılı aşkın süredir süren Çin imparatorluk sisteminin sona erdiği anlamına geliyordu. Puyi, unvanını koruyarak Yasak Şehir’de ikamet etmeye devam etti, ancak siyasi gücü tamamen kayboldu.

Cumhuriyet Dönemi ve Mançukuo

1924’te General Feng Yuxiang tarafından gerçekleştirilen bir darbe sonucu Puyi, Yasak Şehir’den çıkarıldı. 1932’de Japonlar tarafından Mançurya’da kurulan kukla devlet Mançukuo’nun başına geçirildi ve “Kangde İmparatoru” unvanını aldı. Mançukuo’nun imparatoru olarak, Puyi aslında Japonya’nın kontrolü altında sembolik bir liderdi. Bu dönem, Puyi’nin yaşamında tartışmalı bir dönem olarak kalmıştır.

İkinci Dünya Savaşı ve Esaret Yılları

İkinci Dünya Savaşı’nın sona ermesiyle, Sovyetler Birliği Mançurya’yı işgal etti ve Puyi’yi esir aldı. 1945’ten 1950’ye kadar Sovyetler Birliği’nde tutuldu. Daha sonra Çin’e iade edildi ve Pekin’deki Fushun Savaş Suçluları Hapishanesi’nde hapsedildi. 1959’da Çin Halk Cumhuriyeti tarafından affedildi.

Son Yıllar ve Ölümü

Affedildikten sonra, Puyi Pekin Botanik Bahçesi’nde bahçıvan olarak çalıştı ve daha sonra Çin Halk Siyasi Danışma Konferansı üyesi oldu. Puyi, yeni hayatında sade bir yaşam sürmeye çalıştı. 1964’te yazdığı otobiyografi “The First Half of My Life” (Hayatımın İlk Yarısı), onun yaşamının farklı evrelerini ve yaşadığı dramatik değişimleri anlatır. Puyi, 17 Ekim 1967’de Pekin’de böbrek kanserinden hayatını kaybetti.

Puyi’nin Hayatındaki Dönüm Noktaları

  1. Tahta Çıkışı (1908): Henüz 2 yaşındayken Qing Hanedanı’nın son imparatoru olarak tahta çıktı.
  2. İstifası (1912): Xinhai Devrimi sonrası imparatorluktan çekildi.
  3. Mançukuo İmparatorluğu (1932): Japon destekli Mançukuo’nun başına geçirildi.
  4. Sovyet Esareti (1945-1950): İkinci Dünya Savaşı sonrası Sovyetler Birliği’nde esir tutuldu.
  5. Çin’e İadesi ve Hapsedilmesi (1950-1959): Çin’e iade edilerek savaş suçlusu olarak hapsedildi.
  6. Affedilmesi ve Yeni Yaşamı (1959-1967): Affedildikten sonra Pekin’de sade bir yaşam sürdü ve otobiyografisini yazdı.

Sonuç

Puyi, Çin tarihinin en çalkantılı dönemlerinden birinde yaşamış, Çin İmparatorluğu’nun son temsilcisidir. İmparatorluk döneminden cumhuriyet ve modern Çin’e geçiş sürecinde, Puyi’nin yaşamı dramatik dönüşümler ve siyasi olaylarla şekillenmiştir. Onun hikayesi, Çin’in modernleşme sürecindeki zorlukları ve değişimleri anlamak için önemli bir perspektif sunar.

Yorum yapın