Lokman Hekim Sözleri / Nasihatları / Tavsiyeler

Bu sayfada, tarihin en bilinen hekimlerinden biri olan Lokman Hekim sözleri ve öğütleri yer alıyor. Eski zamanların sağlık ve yaşam bilgelerinden Lokman Hekim’in verdiği tavsiyeleri, içerisinde yaşam dersleri ve felsefik düşünceler bulunduran sözlerini sizlerle paylaşıyoruz. Ayrıca, Lokman Hekim ile ilgili çizilmiş resimleri ve onun hikayelerini de bu sayfada bulabilirsiniz.

Lokman Hekim, tarihi ve kültürel figürler arasında benzersiz bir yer kaplar. Onun etkileyici ve derin anlamlı sözleri, hayatın çeşitli alanlarında rehberlik ve ilham kaynağı olmuştur. Sağlıktan yaşama, insan ilişkilerinden doğaya kadar birçok konuda özdeyişler ve nasihatler içerir. İlgili çizimlerle birlikte Lokman Hekim’in bilgece tavsiyeleri, onun anlayışını ve dünya görüşünü yansıtır.

Lokman Hekim’e atfedilen sözler de sayfamızda yer alıyor. kendisine yazılan şarkılar genellikle Lokman Hekim’in bilgeliğini ve öğütlerini yansıtır. “Gelse Yaram Azdırır” ve “Karadır Kaşların” gibi şarkılar, Lokman Hekim’in öğretilerini ve düşüncelerini melodik bir biçimde aktarır. Bu sözler, onun felsefesini anlamanın yanı sıra, müzikle de zenginleştirilmiş bir deneyim sunar. Bu özel koleksiyonla, Lokman Hekim’in bilgeliğine ve özgün düşüncelerine daha yakından bakma fırsatı elde edebilirsiniz.

İçindekiler

Lokman Hekim Sözleri

TÖVBEYİ ERTELEME

Sakın ha tövbeyi sonra yapayım deme. Zira ölüm ansızın geliverir. Cahil ile samimi olmayı arzu etme ki, o, yaptığı kötü ve yanlış işleri senin de doğru bulduğunu düşünmesin. Öğrendiğin bilgilerin gereklerini tam olarak yerine getirmedikçe, bilmediğin diğer hususları öğrenmeye kalkışma.

YALAN SÖYLEME

Yalan söylemekten sakın! Çünkü yalan, dinini ifsat eder, insanların yanında mürüvvetini noksanlaştırır ve bu durumda da utanma duygun yok olur; değerin düşer, makam ve mevkin elden gider; küçümsenirsin, konuştuğun zaman sözün dinlenmez, söylediğine itibar edilemez. Bu duruma düşüldüğünde de yaşamanın zevki kalmaz!

İLME ÖNEM VER

Alimlerin ilim meclislerinde bulunmaya ve onların hikmetli sözlerini dinlemeye gayret et. Zira Allah, bol yağmurla kupkuru yeryüzünü yeşertip dirilttiği gibi, hikmet nurlarıyla da ölü olan kalbi diriltir. Şu bir gerçek ki, kim yalan söylerse, artık onun hayâ duygusu yok olur. Ahlakı bozuk olanın ise gam ve kederi bol olur. Büyük bir kayayı yerinden oynatıp kaldırmak, anlayışsız bir adama hak ve hakikati anlatmaktan daha kolaydır.

SIKINTILARA SABRET!

“Evladım! Namazı hakkıyla ifa et, iyiliği yay, kötülüğü de önlemeye çalış ve başına gelen sıkıntılara sabret! Çünkü bunlar azim ve kararlılık gerektiren işlerdendir.” (Lokman Suresi, 31/17) “Kibirli davranarak insanlara yüzünü dönme, yerde çalımlı çalımlı yürüme! Çünkü Allah kibirle kasılan, kendini beğenmiş, övünüp duran kimseleri asla sevmez.” (Lokman Suresi, 31/18)

SEN TAKVAYI SEÇ

Eğer kârlı bir alış-veriş yapmak istiyorsan takvayı seç, onu elde etmeye çalış ki, herhangi bir mal ve eşya satın almadan da kazançlı çıkmış olasın. Dünya öyle engin bir denizdir ki, pek çok kimse orada boğulmuştur. Öyleyse sen o deniz için, iç malzemesi iman, yelkenleri de tevekkülden ibaret olan takva gemisini hazırla ki boğulmaktan kurtulabilesin.

Hz Lokman Hekim’in Oğluna NasihatLarı

Lokman Hakim’e sen bu hâle nasıl geldin dediklerinde; “Doğru sözlü olmak, emâneti yerine getirmek, lüzumsuz söz ve işi terk etmekle. ” cevâbını verdi. İnsanlar ondan nasihat istediler, o da şöyle nasihat etti: Öncekilerin ve sonrakilerin ilimleriyle ameledilebilmesi için sekiz şeye dikkat etmek lazımdır. Dört zamanda dört şeyi korumak gerekir; Namazda gönlü, halk arasında dili, yiyip içmede boğazı, bir kimsenin evine girince de gözü korumaktır. İki şeyi hâtırdan hiçbir zaman çıkarmamalıdır. Bunlar; Allahü teâlânın büyüklüğü ve ölümdür. İki şeyi de tamâmen unutmaya çalışmalıdır. Bunlar da; bir kimseye yapılan iyilik ile dost ve yakınlardan görülen kötülüktür.

Hz Lokman Hekim’in Oğluna NasihatLarı

“Yavrum!
• Allah’a ortak koşma. Çünkü Allah’a ortak koşmak, büyük bir zulümdür.” (Lokman sûresi, âyet: 13)
• “Yaptığın şey bir hardal tanesi ağırlığı kadar olsa, bir kayanın içinde veya göklerde ya da yerin içinde gizlenmiş bulunsa da, Allah mutlaka onu meydana çıkarır. Şüphesiz ki, Allah, her şeyin inceliğini, gizli tarafını bilir; her şeyden haberdardır.
• Namazını dosdoğru kıl.
• İyiliği emret, kötülüğe mâni ol.
• Başına gelene sabret. Çünkü bunlar üzerinde titizlikle durulması gereken şeylerdir.
• İnsanlardan ilgini kesme.
• Böbürlenerek yürüme. Allah, büyüklük taslayanları ve övünenleri sevmez. • Yürüyüşünde tabii ol.
• Sesini kıs. Bilesin ki, seslerin en çirkini eşeklerin sesidir.” (Lokman sûresi, âyet: 16-19)

“Ey oğlum! Dünyâ derin deniz gibidir. Çok insanlar onda boğulmuştur. Gemin takvâ, yükün imân, hâlin tevekkül olsun, umulurki kurtulursun.”

“Ey oğlum! Âlimlere karşı öğünmek, akılsızlarla inatlaşmak ve meclislerde, toplantılarda gösteriş yapmak için ilim öğrenme! İhtiyâcım yok diyerek de ilmi terk etme. ”

“Ey oğlum! Allahü teâlâyı anan (hâtırlayan) insanlar görürsen onlarla otur. Âlim olsan da, ilminin faydasını görürsün ve ilmin artar, sen ehil isen sana öğretirler. Allahü teâlâ onlara olan rahmetinden seni de faydalandırır. Allahü teâlâyı zikretmeyenleri görürsen onlardan uzak dur. “

“Ey oğlum! Horoz senden daha akıllı olmasın! O, her sabah zikir ve tesbih ediyor, sen ise uyuyorsun.”

“Ey oğlum! Seçilmiş kullara teslim ol, kötülerle dost olma. ” “Ey oğlum! İnsanlara iyilikleri emir ve nasihat edip kendini unutma! Yoksa mum gibi olursun. Mum insanları aydınlatır, fakat kendini yakıp eritir. ” “Ey oğlum! Yalandan çok sakın! Çünkü dinini bozar ve insanlar yanında mürüvvetini azaltır. Bununla hayânı, değerini ve makâmını kaybedersin.”

“Ey oğlum! Kötü huydan, gönül dağınıklığından sakın. Sabırsız olma, yoksa arkadaş bulamazsın. İşini severek yap, sıkıntılara katlan. Bütün insanlara karşı iyi huylu ol. ”

“Ey oğlum! Hep üzüntülü olma, kalbini dertli kılma. İnsanların elinde olana tamâ etmektensakın. Kazâya râzı ol ve Allahü teâlânın sana verdiği rızka kanâat et. “

“Ey oğlum! Dünyâ geçici ve kısadır. Senin dünyâ hayâtın ise azın azıdır. Bunun da azının azı kalmış, çoğu geçmiştir.”

“Ey oğlum! Tövbeyi yarına bırakma, çünkü ölüm ansızın gelip yakalar. “

“Ey oğlum! Sükût etmekle pişmân olmazsın. Söz gümüş ise sükût altındır. ”

“Ey oğlum! Helâl lokma ye ve işlerinde âlimlere danış, işlerini nasıl yapacağını onlara sor. “

“Ey oğlum! Âlimler meclisine devâm et. Bahar yağmuru ile yeryüzünü yeşillendiren Allahü teâlâ, âlimlerin meclisindeki hikmet nûru ile de müminlerin kalbini aydınlatır.”

“Ey oğlum! Amel ancak yakın (Allahü teâlâya olan ilim ve mârifet) ile yapılır. Herkes yakini nisbetinde amel eder. Amel noksanlığı, yakin noksanlığından gelir. ” “Ey oğlum! Bir hatâ işlediğinde hemen tövbe et ve sadaka ver. ” “Ey oğlum! Ölümden şüphe ediyorsan uyku uyuma. Uyuduğun ve uyumak mecbûriyetinde kaldığın gibi, ölüme de mahkûmsun. Dirilmekten de şüphe ediyorsan, uykudan uyanma. Uykudan uyandığın gibi öldükten sonra da dirileceksin.”

“Ey oğlum! Helâl kazanç ile yoksulluktan korun. Yoksul kimse şu üç musibetle karşılaşır: Din zayıflığı, akıl zayıflığı ve mürüvvetin kaybolması. ”

“Ey oğlum!Merhamet eden merhamet bulur. Sükût eden selâmete erer, hayır söyleyen kâr eder, kötü konuşan günâhkar olur, diline hâkim olmayan pişmân olur. “

“Ey Oğlum! Dünyâmalından yetecek kadarını al, fazlasını âhiret için hayra sarfet, Sıkıntıya düşecek ve başkasının sırtına yük olacak şekil de tembellik etme.”

“Ey oğlum! Sakin kimseyi küçük görüp hakâret etme. Çünkü onun da senin de rabbimiz birdir.”

Lokman Hekim’in oğlu: “Babacığım, insanda hangi haslet daha iyiydir?” diye sorunca; “Temiz, hâlis din. ” buyurdu. Eğer iki haslet olursa? “Din ve mal”, üç haslet olursa? “Din, mal ve hayâ. ” buyurdu. Dört haslet olursa? dedi. “Din, mal, hayâ ve güzel ahlâk. ” buyurdu. Beş haslet saymak icâb ederse diye sorunca; “Din, mal, hayâ güzel huy ve cömertlik. ” buyurdu. Altı haslet sayarsak deyince; “Ey oğlum! Allahü teâlâ her kime bu beş iyi hasleti verdiyse, o kimse mümin ve müttekidir. Allahü teâlâ katında veli ve sevgilidir. Şeytanın şerrinden uzaktır. ” buyurdu. Oğlu: “Babacığım, insandan en kötü haslet hangisidir?” dedi. “Allahü teâlâyı inkârdır” buyurdu. İki olursa dedi. “İnkâr ve kibirdir. ” buyurdu. Üç olursa dedi. “İnkâr, kibir ve şükür azlığı. ” buyurdu. Dört olursa dedi. “İnkâr, kibir, şükür azlığı ve cimrilik. ” buyurdu. Beş olursa diye sorunca; “İnkâr, kibir, şükür azlığı, cimrilik ve kötü ahlâk. ” buyurdu. Altı olursa deyince; “Ey oğlum! Bu beş kötü hasletin bulunduğu kimse münâfıktır, şakidir ve Allahü teâlâdan uzaktır. ” buyurdu.

Hafs bin Ömer’den rivâyet edildi ki: Lokman Hakim, yanına bir hardal torbası koydu ve oğluna nasihat etmeye başladı. Her bir nasihatte bir hardal tânesini çıkardı. Nihâyet hardalları tükendi. Sonra da; Ey oğlum! Sana o kadar nasihat ettim ki, şâyet bu nasihatler bir dağa verilseydi, dağ yarılır, parça parça olurdu” buyurdu. Oğlu da bu nasihatleri tuttu.

Lokman Hekim’in bu ve bunlara benzer dilden dile dolaşan hikmetli sözleri/vecizeleri, ahlâkî öğütleri ve tıbbi tavsiyeleri günümüzde hâlâ insanların önünü aydınlatmaktadır.

Lokman Hekim der ki:

• Yeryüzü halkı arasında âlim, maden içindeki altın gibidir.
• Sırrını gizleyen muradına erer.
• Tecrübenin çokluğu, aklı geliştirir ve olgunlaştırır.
• Fesatlık, malın çoğunu yok eder.
• Tembel, uykusu çok, Allah’tan uzaklaşmış ve fakirliğe mirasçı olan kimsedir.
• Evden evvel komşu, yoldan önce de arkadaş edin.
• Öfkenin evveli delilik, sonu pişmanlıktır.
• Edebî olmayan şahıs, ruhu olmayan ceset gibidir.
• Kişi hangi şeyi ziyade severse onu çok zikreder. • Tevazu şerefi artırır. • Amelsiz âlim yağmursuz bulut gibidir.
• Cömert olmayan zengin meyvasız ağaç gibidir.
• Sabırsız fakir, yağsız kandil gibidir.
• Hayasız kadın tuzsuz yemek gibidir.
• Beş huy bize ahmağın kim olduğunu bildirir:
1- Sebepsiz yere öfkelenen,
2- Faydasız söz söyleyen,
3- Herkese güvenen,
4- Lüzumsuz sorular soran,
5- Dostunu düşmanından ayıramaz olan.

Lokman Hekim’in hikmetlerinden de bir ikisini aktaralım. Anlatırlar ki:

• Lokman Hekim’e sormuşlar:
“- İnsanların en kötüsü hangisidir.”

Lokman Hekim: “-İnsanların kendisini görmesine aldırış etmeyerek, kötülük yapmaya devam edendir” diye cevap vermiş.

• Lokman Hekim’e: “- Hastaya ne yedirelim?” demişler. O da: “- Acı söz yedirmeyin de ne yedirirseniz yedirin…” cevabını vermiş.

Yorum yapın