Ceyhun Yılmaz Sözleri

Ceyhun Yılmaz’ın sözleri, pek çok kişiyi etkileyen, yaşamın değişik yönlerine dair derin düşünceler içerir. Onun kelimeleri, hayatın karmaşası içinde yol bulmamıza yardımcı olacak ışıklar gibi parlar. İster aşk ve ilişkiler üzerine olsun, isterse hayatın zorlukları ve mutluluk anları üzerine olsun, Yılmaz’ın sözleri, okuyuculara yaşamın çeşitli yönlerini yeniden değerlendirme fırsatı sunar.

Yılmaz, sözlerinde sıkça insan ilişkilerinin karmaşıklığına ve duygusal derinliğine değinir. Onun ifadeleri, aşkın, dostluğun ve insan ilişkilerinin farklı yönlerini aydınlatırken, aynı zamanda bireysel içsel yolculuklara da ışık tutar. Bu sözler, duyguları anlamamızda ve ifade etmemizde bize rehberlik ederken, aynı zamanda yaşamın çeşitli zorluklarına karşı içsel gücümüzü de pekiştirir.

Ceyhun Yılmaz’ın sözleri, aynı zamanda kişisel gelişim ve kendini keşfetme yolculuğunda da bize eşlik eder. Onun düşünceleri, hayatın anlamını bulma ve kendi kimliğimizi keşfetme sürecinde bize ilham verir. Yılmaz’ın sözleri, sadece zihin açıcı değil, aynı zamanda ruhumuzu besleyen ve hayata karşı tutumumuzu şekillendiren değerli rehberlerdir.

Anlamlı Ceyhun Yılmaz Sözleri

Her ayrılık bir tokat gibi; bu kalp şamarı anlamaz. Kaç defa öldüğümü hatırlamıyorum bile. Yalnızlık beni sarsamaz, düşer kalkarım.

Dün radyoda bir şarkı çaldı, ilk yarısına ben eşlik ettim, ikinci yarısına gözlerim. Söylemek zor ama seni çok özledim.

Senin işin gerçekten zor. Ne yaparsan yap, yine de seviyorum seni, sensiz bile.

Yalnızım, merak etme; başkasını memnun etmemek için kimseyle tanışmadım.

Ben, duvardaki yangın düğmesini örten cam parçasıyım; kurtuluşun gerekiyorsa düşünme, ayakkabının topuğuyla kır beni.

Seninle her şey güzeldi, sensiz daha da güzelmiş. Seninle yaşamamalı, senden sonra yaşanmıyor zaten.

Boğazımda bir düğüm var sen; yutkunursam kaybolursun, yutkunmazsam ölürüm.

Biten bir aşk için ağlanmaz, yeniden başlamak için çaba harcanmaz. Sen benim için öldün, bilirim ki ölüler dirilmez.

Saçlarından ödünç ver, dört bahar geçti; çiçek kokusu öpmedim. Çok oldu mutluluktan vazgeçeli. Gülüşünden biraz ver, ömrümden al.

Kime güzel bir söz söylesem, bana aşık olduğunu sanıyor. Oysa ben onlara değil, o sözleri söylerken hayal ettiğim kişiye aşığım.

Olmadı, sensiz uyanmamak için. Bu gece de uyumadı.

Üzülmüyorum ardından merak etme. Sen ‘unuttum’ derken, ben kim olduğunu hatırlamaya çalışıyordum.

Hani anlat desem içindeki sevgiyi; ilk kelimedeki sevgin kaç dakika sürerdi? Söyle, beni kaç harfle sevdin?

Terk edilirken ‘görüşürüz’ demek, hayatta başka hiçbir şey kadar acıtmaz. Öldürdüğü yetmezmiş gibi bir de umut bırakır.

Sevdiğim ikinci kadınsın sen. Birincisi annemdi; o beni dünyaya getirdi, sen ölüme.

Ne canın olmak istiyorum ne de her şeyin. Sadece bir dişin olmak istiyorum. Beni bıraktığında, çürüyüp canını yakmak için.

Kulaktan kulağa oynamak gibidir aşk. Sen ona “seni seviyorum” dersin, o başkasına fısıldar.

En çok kendimden özür dilerim; çünkü kendime en çok ben zarar verdim.

Ben sana yanarken, sen kim bilir nerede üşüyorsun?

Telefon rehberi, adını dost diye kaydettiğimiz ama en zor zamanlarında yanımızda olmayan sahtekârların listesi aslında.

Öyle bir yerden kırdın ki beni, tam ortadan ikiye bölündüm. Boşuna anlatma, yanlış anladıklarımı, artık yalnızca yarımım.

Herkes doğru insanı bulmak için çaba harcıyor ama kimse doğru insan olmak için uğraşmıyor.

Üç şeyden yoruldum: Ağlamaktan, affetmekten, hayal kurmaktan.

O kadar yoruldum ki artık; yoldan geçen bir taksiyi durdurup, gidip uzaklaşan hayallerimi takip etmesini isteyebilirim.

Sana söylemem gerekenleri söylemek içimden gelmiyor artık. Seni affetmiyorum, konuşmuyorum ve eğer merak edersen; bil ki, hala seni seviyorum.

Gözlerine bakarken mevsimlerin hiçbir önemi yok. Gülüşün her zaman deniz kenarı gibi bana.

Sen bana ‘hayır’ dedikçe kendini güçlü hissediyorsan, al o güç senin olsun.

Bir gün çocuklarım ‘anne, senin ilk aşkın kimdi?’ diye sorduğunda, eski resimlere bakmak yerine ‘babandı’ diyebilmeliyim.

Sadece yağmur yağdığında seviyorum bu şehrin insanlarını; çünkü herkesin yüzü ıslak, başları eğik, tıpkı benim her zaman olduğum gibi.

Herkes sevdiklerinin ardından boşuna koşmak yerine, kendisini sevenlere ‘evet’ dese, sona erecek bu hikaye.

‘Gel’ dedim, ‘uzak’ dedi. Bilmedi. Gün gelecek, ‘uzak’ dediği kadar bile yakın olmayacağım ona.

Kaç sitem, kaç ‘boş vermişlik’ indiriyorum yüreğime. Öyle çok konuşacaktım ki, anla ne kadar sustum işte.

Keşke, pin kodunu üç kez yanlış girince kitlenen telefonlarımız gibi, kalplerimiz de üç kez yanlış insanları sevince kitlense.

Bana kötü sözler söyleme. İyiliğin kalsın aklımda. Bağırma bana. Ben seni duyamam şimdi. Kavga edemezsin ki artık benimle. Ben sana sadece ‘susarım’ artık.

Yorum yapın