İnsanların yaşam döngüsü gibi, ilişkilerin de benzer bir evrimi vardır ancak bu, bazı belirgin farklılıklarla birlikte gelir. Neden mi? İlişkiler, çift kişilik bir yatak gibi tek kişilik yatağa kıyasla daha yüksek bir maliyete sahiptir. Evet, bir ilişki doğar ve büyür, ancak asla ölmez. İlişki, aktif olarak öldürülür. Bu durumda, genellikle öldüren kişiye kıyasla diğer taraf daha fazla üzülür ve daha fazla yıpranır. Mağlup taraf her zaman bellidir, ancak kazanan taraf hiçbir zaman net değildir.
İlişkide, bir taraf sürekli alttan alırken, diğer taraf daha yükseğe çıkar. Kaçan taraf genellikle kovalanırken, susan taraf ezilir. İlişkide bir kez taviz verirsin, o tavizler zamanla hak olarak görülür. İlişki bazen “sen daha iyilerine layıksın” denilerek sona erer ya da “olmuyor, herkesten uzaklaşmak istiyorum” ifadesiyle bitirilir.
Şimdi, ilişkilerdeki bazı gerçekleri ve çıkarımları birlikte irdeleyelim:
- Eğer bir ilişkiyi erkek bitiriyorsa, genellikle doygunluğa ulaştığı için bitirir. Sevdiği kişiye, dünyasının merkeziymiş gibi bakmış, ona anlam yüklemiştir. Ancak bir süre sonra karşısındaki kişinin aslında ne kadar anlamsız olduğunu anlar.
- Eğer bir ilişkiyi kadın bitiriyorsa, genellikle doymadığı için bitirir. Sevdiğine pek anlam yüklememiştir. Hayatında en önemli kişi kendisidir ve sevdiğine kendini tamamen kaptırmaktan çekinir. İlişkiden doymaz ve mutluluğu dışarıda arar.
- Eğer ilişkide “sen daha iyilerine layıksın” deniliyorsa, altında genellikle bir hata yatıyordur. İster utancından, ister işleyeceği hataların farkında olduğu için, isterse de ilişkinin bitmiş olduğunu hissettiği için bu sözü söylemiştir. Bu durumda genellikle bağını koparır ve yenisine yönelir.
- Eğer ilişkide bir taraf sürekli kaçmaya çalışıyorsa, bu kişi genellikle kendine yeterince değer vermiyordur ve daima dışarıdan ilgi bekler. Ancak bu ilgi asla ona yetmez, çünkü kendini tam olarak kabullenemez. Bu durumda, ilişkinin diğer tarafı, partnerinin eksikliklerini doldurmaya çalışır.
- “Her şeyden uzaklaşmak istiyorum” diyorsa, ya gerçekten ilişkiden yorulmuştur ya da hayattan. Ancak bu ifadeyi kullandıktan sonra diğer cinsle sosyalleşmeye çalışıyorsa, aslında ne ilişkiden ne de hayattan yorulmuş değildir. Asıl mesele, her iki tarafta da doyuma ulaşma ihtimalinin olmasıdır.
- Eğer gittikten sonra dönüp geliyorsa ve her dönüşünde yeni bir umut vaat ediyorsa, bu kişiye fazla umut bağlamamak gerekir. Çünkü bu kişi, umudu hep başka yerlerde arar.
- Eğer bir sevgili hak etmediği bir durumu yaşıyorsa, genellikle daha fazlasını talep eder ve her zaman gizli işlerle uğraşır. Bu, yasakların insanları çeken bir yanı olduğu gerçeğiyle ilişkilidir.
Sonuç olarak, aşkın ve sevginin adaleti yoktur. Ancak unutmayın, eğer hayat arkadaşınız size veda ettiyse, kendinizi o kişinin ilk ve son sevgilisi olma düşüncesiyle avutmaya çalışmayın. Çünkü ne yaşadıysanız, başkalarıyla da benzer deneyimleri yaşama olasılığı yüksektir. Bu yüzden ilerlemeye ve kendinizi geliştirmeye devam edin.