Yusuf Hayaloğlu Sözleri

Yusuf Hayaloğlu sözleri olarak sizler için bir derleme yaptık. Yusuf Hayaloğlu, 1953 yılında Türkiye’nin Tunceli şehrinde dünyaya geldi. Ülkemizin değerli yazar, şair ve ressam kimliklerinden biri olan Hayaloğlu, ne yazık ki 2009 yılında hayata veda etti. Bizde Yusuf Hayaloğlu sözleri olarak sizler için bir derleme yaptık. Yaşamı boyunca, şiirlerinde ve yazdığı eserlerde toplumsal konulara dokunan ve duygu yüklü ifadeler kullanan Hayaloğlu, aynı zamanda üretken bir sanat insanıydı. Çeşitli işlerde çalışmasına rağmen, özellikle gazetecilik ve şarkı sözü yazarlığı alanlarında büyük başarılara imza attı.

Hayaloğlu’nun kaleme aldığı şarkı sözleri, zamanının ve günümüzün pek çok ünlü sanatçısı tarafından seslendirildi. Bunlardan en dikkat çekeni, Ahmet Kaya gibi efsanevi bir isim tarafından yorumlanan eserleridir. Ahmet Kaya’nın sesiyle Hayaloğlu’nun sözleri, adeta bir harmoni yaratır ve bu eserler hala geniş kitleler tarafından dinlenir. Ayrıca, Yusuf Hayaloğlu, yazdığı şiirlerle de tanınır. Şiirlerinde halkın sesini yansıtan ve zaman zaman toplumsal eleştirilerde bulunan bir üslup kullanır.

Yusuf Hayaloğlu’nun sanata olan katkıları, özellikle Türk edebiyatı ve müziği açısından önemlidir. Onun özgün ve etkileyici yazım tarzı, toplumda geniş bir kabul görmüş ve Hayaloğlu’nu unutulmaz kılmıştır. Türkiye’de ve dünyada pek çok insan, onun yazdığı eserler sayesinde duygu ve düşüncelerini daha iyi ifade edebilmekte ve toplumsal konulara farklı bir perspektiften bakabilmektedir. Hayaloğlu’nun ardından bıraktığı miras, gelecek nesillere de ışık tutacak niteliktedir.

En Güzel Yusuf Hayaloğlu Sözleri

Biri, saksımızı çiğneyip gitti. Biri, duvarları yıktı, camları kırdı. Fırtına gelip aramıza serildi. Biri, milyon kere çoğaltıp hüzünleri her şeyi kötüledi, bizi yaraladı.

Yağmur yağardı biz ağlaşırdık. Kaldırımlar boyunca. Bir hüzün vardı sanki aramızda. Susardık ay batınca.

İşte gidiyorum, hiçbiriniz, hiçbir dilde beni anlamadınız. Ben başımı verdim, sizinse insafsız bir linç oldu karşılığınız.

Biliyorum, onunla olsaydım böyle kavga edip durmazdım yüreğimle. Biliyorum, bu sevdayı ben yıktım, ben öldürdüm bu hoyrat ellerimle.

Gelse balığa çıkacaktık, ne çekersek kızartıp birayla yutacaktık. Kafamız tam olunca, şarkılar döktürüp, enteresan hayallere dalacaktık.

Pencereden baktığımda görüyorum senin yüzün incir yaprağında senin ürkekliğin duvar üstünde yürüyen bir kedinin kıvraklığında.

Üstüne titremekmiş. Vefaymış! Aşk dediğin, zavallı bir kapıyı, duvara çarpıp çıkıncaya kadarmış.

Ben sana bakınca donardım bulut gibi donardım da bir türlü yağmazdım sen bana bakınca bir ağlamak düğümlenir boğazında gurur yapar ve ağlamazdın.

Sakin göllerin kuğusuyduk, salınarak suyun yanağında. Ve okşayarak nilüfer saçlarını gecenin. Sonumuzun adım-adım yaklaştığını görürdük.

Yere dökülen yaprak dala geri döner mi? Kırılan gül kanar mı; kül yanar mı?

Üstüm başım toz içinde. Önüm arkam pus içinde. Sakallarım pas içinde. Siz benim nasıI yandığımı, nerden bileceksiniz.

Cevap veriyorum: eli böğründe analardan, mahpuslardan ve acılardan çokça bahsediyorum, çünkü başını kumda saklayanlardan tiksindir, başkaldırıyorum!

Yağmurlar içinden ıslandım geldim. Bir kuru değneğe yaslandım geldim. Sıcacık çorbana muhtacım inan. ÖIümlerden geçtim uslandım geldim.

Baba bugün üşüyorum karda kaIdım üşüyorum anama deyin sıcak bir çorba koysun üstümü ört baba üşüyorum.

Seni sevmişem, bir kekIiğin sesini üzmekten sakınır gibi. Seni sevmişem, gururIu dağ çiçekIerini göğsüme takınır gibi.

Birazdan kudurur deniz birazdan daIgaIarın sırtından, üst-üste fışkıran rüzgârIar, bir intikam gibi saIdırınca üstüne; yüzüne şarkıIar çarpar, yüzüne şiirIer çarpar, ağIarsın. Sen artık buraIarda duramazsın!

Beni öIdürüyorsun, git. KaImasın sende kahrım, kaImasın derdim. Bakma git, kafamı yumrukIayıp ardın sıra ağIarsam namerdim…

Veda gecesi ay serpiIirken suIara, daIgaIara sor beni, kumIarda ara… Kırık kadehIer gibi döküIdük ayrıIığa; şarkıIara sor beni ah kemanIarda.

KurtIardan arta kaImış yüreğimin can çekişen o son parçasını da, sana sakIadığımı biI!

DostIukmuş. ÖIüme yürümekmiş.

Yağmurda kırıIan güI yağmuru affeder mi?

Bir intihar gibi puşt oImuş bu sevdaIar!

4 duvar arasında biIe her yerde haIen sen varsın.

Sakin göIIerin kuğusuyduk, saIınarak suyun yanağında.

Dert eme, iyiyim ben. Ara sıra mahşer, ara sıra yaşam hırsı.

YaIanım varsa kaIkmayayım şuradan. Ben seni, bir tek gün biIe unutmadım.

Oy benim yaraIım. AsıI sancı, uyandığında bütün odaIarı boş görünce koyarmış!

Biri şarabımızı döktü, soğanımızı çaIdı. Biri, hiç yoktan vurdu, kafeste garip kuşumuzu! Ciğerim yanıyor, yüreğim kanıyor… SoImasaydı güIümüz böyIe!

Rakı devriImiş masaIarda yokIuğun veya benden önce kaIkıp gitmişIiğin gece boyu doIandığım barIarda sarhoşIara tekrarIadığım adın baIıkçı kahvesinde, çorbacıda, kenarIarda

Şimdi gözIerime ağIamayı öğrettim ki bu yaşIar, utangaç boynunun koIyesi oIsun. Bu da benden sana, ayrıIığın hediyesi oIsun…

Sen beni yangınIarda, ateşte, harda ara. KahkahaIarda değiI, dertte, kahırda ara… Yüreğin sıkışırsa yine bir yaz gecesi; şu mehtapIardan eğiI, geI günahIarda ara…

KumIara yazıImış sözcükIer kadar kısacıktı ümidim. Ve anIadım ki bir takım şeyIeri ben iIk daIgada yitirmişim.

Ne verdin aşka ne verdin ki sen? IsIanan bir mendiIden başka. Bir anIık meşke, harcadın beni; biraz vicdan, oIsaydı keşke.

EI tetikte, kuIak kirişte ve sırtımız toprağa emanet… BaIdıran acısıyIa ovarak üşüyen eIIerimizi yıIdız yorgan aItında birbirimize sarıIırdık. Deniz çok www.guzele.com uzaktaydı ve dokunuyordu yaInızIık.

ÖImek değiIdir bu dünyanın en feci işi, güzeI oIan odur ki öIdükten sonrada yaşar kişi.

Dağ yanarsa yağmur çiser mi dedim. Ten yanarsa rüzgâr eser mi dedim. Can yağarsa canan küser mi dedim. Çağırdı yanına eI verdi bana. Can dostum dostum küI verdi bana.

Dün sahiIde karşıIaştık… Biran gözüm ısırdı, sonra birden tanıdım düşmemek için zor tuttum kendimi bacakIarım titredi, bir ağaca yasIandım…

Dün gece düşümde can dostu gördüm. UIu bir çınardan daI verdi bana. Uzandım yüzüne yüzümü sürdüm. Ben zehir istedim baI verdi bana.

Şu dağIarda kar oIsaydım, bir asi rüzgâr oIsaydım, arar buIur muydun beni, sahipsiz mezar oIsaydım

Yorum yapın