Şeyh Bedreddin Sözleri

Bu sayfada, düşünce tarihimizin önemli isimlerinden Şeyh Bedreddin sözleri sizinle paylaşıyoruz. Osmanlı döneminin meşhur filozof ve bilim insanı olan Şeyh Bedreddin’in derin düşünceleri ve hayata dair yorumlarına yer veriyoruz. Onun benzersiz bakış açısı ve felsefi düşünceleri, hala günümüzde birçok insan için bir ilham kaynağıdır.

Şeyh Bedreddin, yaşamı boyunca birçok konuda fikir yürütmüş, bu düşüncelerini de birçok eserinde kaleme almıştır. Onun sözlerinde, hikmetli ve anlamlı ifadeler bulabilir, yaşamla ilgili benzersiz görüşlerini keşfedebilirsiniz. Şeyh Bedreddin’in sözleri, zamanın ötesinde bir bilgelik ve derinlik taşıyor.

Felsefi düşünceler ve hayata dair derin analizler barındıran bu sözler, sadece okuyanlara değil, okuduklarını hayatlarına uygulayanlara da değerli tecrübeler kazandırır. Şeyh Bedreddin’in hayat tecrübelerinin yansıması olan bu güzel anlamlı sözleri okuyarak, kendi hayat tecrübelerinizi de zenginleştirebilirsiniz. Bu nedenle, bu sayfamızda yer alan Şeyh Bedreddin’in sözlerini okumayı ve bu bilgeliğin parçası olmayı ihmal etmeyin.

En Güzel Şeyh Bedreddin Sözleri

Yarın yanağından gayri her şeyde, her yerde, hep beraber!

Sevdiğin yere sık gidip gelme, kalıcı muhabbetin itibar olmaz.

Açık sözlü ol. Her sözü üstüne alma. Gördün söyleme, bildin bilme.

Oğul, insanlar vardır, şafak vaktinde doğar, akşam ezanında ölürler.

Gerçek iktidar, insanlar üzerinde değil, yürekler üzerinde kurulur.

Hayatı ve dünyayı kendi küçük dünyaları ile sınırlı tutanlar bizi anlamazlar.

Öfken ve nefsin bir olup, aklını yener. Daima sabırlı, sebatlı ve iradene sahip olasın.

Tarih, gelecek için kavga verip, yitmiş bile olsa, insanlık için vuruşanları hiç unutmaz.

Beni kara toprakta değil, hakikati anlamış insanların yüreklerinde arayın! Ben de halimce bedreddinem.

Bütün namazlar ve niyazlar ahlakın düzeltilmesi için iç yüzün arınlanması için birer vasıtadan ibarettir.

Hakiki ibadetin hiçbir vakit kayıt ve şartı yoktur. Hangi tarzda yapılsa yapılsın, Tanrının dileğine uygun olur.

İnsanlar eylemleriyle, düşünce ve fikirleriyle güzeli ve iyiyi bulabildikleri oranda Hak’la kavuşmuşlardır.

Başka halklar üzerinde baskı uygulamak, özünde kendi halkı üzerindeki baskıyı gizlemeye ve unutturmaya yöneliktir.

Üç kişiye acı; cahiller arasındaki âlime, zenginken fakir düşene, hatırlı iken itibarını kaybedene.

Unutma ki! Yüksekte yer tutanlar aşağıdakiler kadar emniyette değildir. Haklı olduğunda mücadeleden korkma. Bilesin ki atın iyisine doru, yiğidin iyisine deli derler.

Ölmekten önce ölmek, dünyanın zevklerinden ve hayvani hırs ve şehvetlerinden sakınmaktır. Onu yapabilen insan, şüphesiz ki; hakiki varlık ile birleşir. Ve sonsuz hayat ile diri olur.

Hakikat bize insanları varlıklarına, dinlerine, dillerine göre ayırmamızı değil, birleştirmemizi buyurur.

Ananı, atanı say, bereket büyüklerle beraberdir. Bu dünyada inancını kaybedersen yeşilken çorak olur, çöllere dönüşürsün.

Ay ve güneş herkesin lambasıdır, hava herkesin havasıdır, su herkesin suyudur. Ekmek neden herkesin ekmeği değildir?

Avun oğlum avun. Güçlüsün, kuvvetlisin, akıllısın, kelamlısın. Ama bunları nerede, nasıl kullanacağını bilemezsen sabah rüzgarında savrulur gidersin.

Kötü ve çirkin işlerle uğraşan insanlar Hak’tan uzaklaşmışlardır. Cehennem işte budur. Cennetle cehennemi başka yerde aramak saçmalıktır.

Dünya senin gözlerinin gördüğü gibi büyük değildir. Bütün fethedilmemiş gizemler, bilinmeyenler, görülmeyenler, ancak senin fazilet ve erdemlerinle gün ışığına çıkacaktır.

İnsanlar dünyanın bin bir türlü çekici ve aldatıcı zevkinden, çeşit çeşit yakıcı hırslarından ayrılmadıkları için buna gönül vermezler.

İnsanlar birbirlerine ya haksız mala, meşru olmayan paraya veya rütbe ve mevkilere yiyecek ve içeceklerle ibadet ediyorlar da, Allah’a ibadet ediyoruz sanında bulunuyorlar.

İbadetin temeli maksudun hak olmasıdır. Bir cemaatte bu temel bulunmayınca yaptıkları ibadetler de kaybolur. Yalnız kötü toplantılar kalır. Fenalık üzerinde toplananlardan sen hemen uzaklaş.

Gerçek tasavvufçu, hiçbir insan gözünün görmediği, kulağının işitmediği, gönlünün sezmediği şeyleri bilir. Onları halka, kafalarının alabileceği şekilde anlatır. Ama aslını içinde gizler. Eğer halk bunu öğrenirse, kendisini öldürür.

İnsanlar Müslümanlıktan önce somut bir puta taparlardı, çağımızda ise hayali bir puta tapıyorlar. Belki bir gün hak kendisini gösterir de hak olarak ona taparlar.

Yorum yapın