Orta Asya ve Yakın Doğu’da Kurulan Devletler

Orta Asya ve Yakın Doğu, tarih boyunca birçok farklı medeniyet ve devletin beşiği olmuştur. Bu bölgeler, coğrafi konumları ve zengin kültürel mirasları nedeniyle dünya tarihinde merkezi bir role sahiptir. Orta Asya, geniş bozkırları ve stratejik konumuyla, göçebe kavimlerden büyük imparatorluklara kadar çeşitli siyasi yapıların oluşumuna ev sahipliği yapmıştır. Yakın Doğu ise, bereketli toprakları ve kesişen ticaret yolları sayesinde, erken dönem uygarlıkların gelişimine zemin hazırlamıştır.

Bu bölgelerde kurulan devletler, sadece kendi dönemlerinde değil, sonraki kültürler ve siyasi yapılar üzerinde de derin etkiler bırakmışlardır. İslam öncesi ve sonrası dönemlerde kurulan Türk ve İran kökenli devletler, Orta Asya’nın siyasi ve kültürel yapısını şekillendirmiştir. Yakın Doğu’da ise, antik çağlardan itibaren Asur, Babil, Hitit gibi medeniyetlerden, daha sonraki dönemlerde Emevi, Abbasi, Selçuklu ve Osmanlı gibi imparatorluklara kadar uzanan geniş bir yelpazede siyasi yapılar ortaya çıkmıştır.

Bu tarihi süreç içerisinde, bu devletler askeri başarılar, kültürel ve bilimsel gelişmeler, sanat eserleri ve mimari yenilikler ile ön plana çıkmışlardır. Ayrıca, bu devletlerin kurduğu toplumsal ve idari yapılar, bölgenin siyasi tarihini ve küresel tarihin gidişatını etkilemiştir. İşte bu yazıda, Orta Asya ve Yakın Doğu’da kurulan bu önemli devletlerin tarihini, kültürel miraslarını ve dünya tarihi üzerindeki etkilerini inceleyeceğiz.

Fatimiler: Tarih ve Etkileri

Kuruluş ve Liderlik: Fatimiler, 910 yılında Mısır’da Batını hareketinin lideri Ubeydullah tarafından kuruldu. Fatimiler, İslam tarihinde önemli bir siyasi ve dini güç olarak ortaya çıktılar.

İslam Dünyasındaki Rolü: Fatimiler, İslam dünyasında zaman zaman olumsuz bir rol oynadılar. Onların etkisi, özellikle Abbasilerle olan mücadeleleri ve İslam dünyasının iç çekişmelerinde belirgin bir şekilde görüldü.

Alamut Kalesi ve Büyük Selçuklu Devleti ile Mücadeleleri: Fatimiler, Alamut kalesini üs edinerek Büyük Selçuklu Devleti’ne karşı önemli bir tehdit oluşturdu. Bu durum, Selçuklu Devleti’nin zayıflamasına ve sonrasında çökmesine neden oldu.

Haçlı Seferlerinin Etkilenmesi: Fatimilerin faaliyetleri, Türklerin Haçlı seferlerini durdurma çabalarını zorlaştırdı. Bu durum, Haçlı Seferleri sırasında İslam dünyasının birliğini ve gücünü etkileyen önemli bir faktör oldu.

Kültürel ve Eğitim Faaliyetleri: Fatimiler, Mısır’da Dar’ül Hikme (Yüksek İslam Okulu) gibi eğitim kurumları, medreseler ve kütüphaneler kurarak kültürel ve eğitimsel alanda önemli katkılarda bulundular.

Fatimilerin Sonu ve Eyyubi Devleti: Fatimilerin hakimiyeti, Eyyubi Devleti’nin kurulmasıyla sona erdi. Eyyubiler, Fatimilerin yerine geçerek bölgede yeni bir dönem başlattılar. Fatimilerin siyasi ve kültürel mirası, sonraki İslam tarihinde etkisini sürdürmeye devam etti.

Eyyubiler: Tarihi ve Başarıları

Kuruluş ve Liderlik: Eyyubiler, 1171 yılında Mısır ve Suriye’de Selahaddin Eyyubi tarafından kurulmuş bir devlettir. Selahaddin Eyyubi, döneminin önde gelen askeri ve siyasi liderlerinden biri olarak tanınır.

Haçlılara Karşı Zaferler: Eyyubilerin en önemli başarılarından biri, Haçlılara karşı kazandıkları zaferlerdir. Özellikle, Hittin Meydan Savaşı’nda Kudüs’ün Hristiyan hakimiyetinden alınması, Eyyubilerin tarihteki önemli bir zaferi olarak kabul edilir.

Ticaretin Canlanması ve Baharat Yolu: Eyyubiler, Baharat Yolu’nun denetimini ele alarak bölgedeki ticareti canlandırmada etkili oldular. Bu stratejik kontrol, bölgenin ekonomik gelişimine büyük katkı sağladı.

Ordunun Yapısı ve Kölemenler: Eyyubilerin ordusu, Kafkasya ve Kıpçak bozkırlarından getirilen Türk çocuklarından (Kölemenler) oluşuyordu. Bu askerler, Eyyubilerin askeri gücünün temelini teşkil etti ve başarılarında önemli bir rol oynadı.

Eyyubi Sülalesinin Sonu ve Memluklar Devleti: Eyyubi sülalesi, bir komutan olan Aybey tarafından sona erdirildi. Aybey, Eyyubilerin yerine Memluklar Devleti’ni kurdu, bu devlet daha sonra bölgede önemli bir güç haline geldi.

Eyyubiler, tarihte özellikle askeri başarıları ve ekonomik gelişmelere katkılarıyla tanınır. Onların mirası, Orta Doğu tarihinde önemli bir yer tutmaktadır.

Memlukler (Kölemenler) Dönemi ve Tarihi Önemi

Kuruluş ve Liderler: Memlukler, 1250 yılında Aybey, Kutuz ve Baybars gibi önde gelen askeri liderlerin öncülüğünde kuruldu. Bu liderler, Eyyubi hizmetinde iken ün kazanmış ve daha sonra Memluk Devleti’nin temellerini atmışlardır. Mısır’ı işgal etmeye çalışan Fransız kralının liderliğindeki Haçlı ordusu, 1250 yılında Mansure Meydan Savaşı’nda Memlukler tarafından yenilgiye uğratıldı.

Halifelik Kurumunun Devamı: Abbasilerin yıkılışıyla sona eren Halifelik kurumu, Memlukler tarafından devam ettirildi. Bu, İslam dünyasında önemli bir siyasi ve dini simgenin sürdürülmesi anlamına geliyordu.

Moğollara Karşı Zaferler: Memlukler, Moğolların Suriye ve Filistin üzerinden Mısır’a doğru ilerlemelerine karşı Ayn Calut Savaşı’nda tarihte ilk kez Moğolları mağlup ettiler. Bu zafer, Sultan Kutuz komutasında gerçekleşti ve İslam dünyası için önemli bir dönüm noktası oldu.

Anadolu ve Elbistan Meydan Savaşı: Aybars, Kutuz ile olan anlaşmazlıklar sonucu Anadolu’ya girdi ve Elbistan Meydan Savaşı’nda bir Moğol ordusunu imha etti. Bu zafer, Memluklerin askeri gücünü ve etkisini gösterdi.

Kültür ve Medeniyet: Memluk dönemi, Türk karakterini yansıtan kültürel ve medeni eserlerle tanınır. Bu eserler, Memluklerin sanat ve mimari alanında da önemli katkılarda bulunduğunu göstermektedir.

Osmanlılar Tarafından Yıkılış: Memluklerin tarihi, Yavuz Sultan Selim’in Mısır seferi sonucunda 1517 yılında Osmanlı İmparatorluğu tarafından sona erdirildi. Bu olayla birlikte, Memluk Devleti Osmanlılara katıldı ve böylece Osmanlı İmparatorluğu’nun sınırları genişledi.

Memlukler, İslam tarihinde askeri başarıları, siyasi istikrarı ve kültürel zenginlikleriyle önemli bir yere sahiptir.

Harzemşahlar Devleti: Tarihi ve Etkileri

Kuruluş ve Coğrafi Konum: Harzemşahlar Devleti, Aral Gölü’ne dökülen Ceyhun Irmağı’nın güneyinde, Harzem bölgesinde kurulmuştur. Atsız döneminde bağımsızlık ilan eden Harzemşahlar, 1153-1231 yılları arasında varlıklarını sürdürdüler.

Ekonomik Gelişim ve İpek Yolu: Harzemşahlar, İpek Yolu üzerinde yer almaları sayesinde ekonomik olarak zenginleştiler. Bu stratejik konum, bölgenin ticaret ve refahında önemli bir rol oynadı.

Toplumsal Yapı ve Devlet Yönetimi: Harzemşahlar, göçebe kabileler şeklinde yaşayan ve liderleri sultana bağlı bir toplumdu. Bu yapısıyla, İslamiyet öncesi Türk devletlerine benzer özellikler taşıyorlardı.

Moğol Baskısı ve Anadolu’ya Yerleşme: Moğolların baskıları nedeniyle Harzemşahlar, Azerbaycan ve Doğu Anadolu’ya göç ederek yerleştiler. Bu göç, bölgenin demografik ve siyasi yapısını etkiledi.

Anadolu Selçukluları ile İlişkiler: Anadolu Selçuklu Sultanı I. Alaaddin Keykubat, Moğolların ilerlemesini durdurmak amacıyla Harzemşahların bölgeye yerleşmelerine izin verdi. Bu strateji, Moğollarla sınırda bir tampon bölge oluşturmayı amaçlıyordu.

Yassıçimen Savaşı ve Yıkılış: Harzemşahlar, Yassıçimen Savaşı’nda mağlup oldu ve bu yenilginin ardından bir yıl sonra yıkıldılar. Bu yıkılış, İran ve Orta Doğu’nun Moğol egemenliğine girmesiyle sonuçlandı.

Harzemşahlar Devleti, tarihte ekonomik refahı, stratejik konumu ve Moğollarla mücadelesiyle bilinir. Onların yıkılışı, bölgedeki siyasi dengelerde önemli değişikliklere neden oldu ve Moğolların İslam dünyasındaki etkisinin artmasına yol açtı.

Moğol İmparatorluğu: Kuruluşu ve Tarihi Etkisi

Kuruluş ve Genişleme: Moğol İmparatorluğu, 1207 yılında Orta Asya’nın doğu kesiminde Cengiz Han tarafından kuruldu. Cengiz Han’ın liderliğinde, imparatorluk kısa sürede sınırlarını genişleterek büyük bir güç haline geldi.

Cengiz Han’ın Ölümü ve Dört Devlete Bölünme: Cengiz Han’ın 1227 yılında vefatı sonrasında, Moğol İmparatorluğu, Cengiz Han soyundan gelen hükümdarlar tarafından yönetilen dört ayrı devlete bölündü:

  1. Altınordu Devleti: Doğu ve Güney Rusya’da hakimiyet kurdu.
  2. İlhanlı Devleti: İran, Irak ve Anadolu üzerinde etkili oldu.
  3. Çağatay Devleti: Maveraünnehir ve Türkistan bölgesine hakim oldu.
  4. Kubilay Devleti: Orta Asya’nın doğusu ve Çin üzerinde egemenlik kurdu.

Dini ve Kültürel Etkiler: Kubilay Hanlığı dışındaki Moğol devletleri, İslamiyeti kabul ettiler ve zamanla Türkleşme sürecine girdiler. Moğol İmparatorluğu, bilginleri destekleyerek sanat ve ticarette ilerlemeler sağladı.

Yıkım ve Tahribat: Moğol İmparatorluğu’nun istila ettiği bölgelerde, yerel medeniyetlerin yıkımı, şehirlerin ve kütüphanelerin yakılması gibi olumsuz etkiler de görüldü. Cami, medrese, türbe ve saray gibi önemli eserler tahrip edildi.

Cengiz Yasası: Cengiz Han, ‘Cengiz Yasası’ olarak bilinen ve 33 defterden oluşan bir Anayasa hazırladı. Bu yasa, Moğol İmparatorluğu’nun hukuki ve idari yapısını düzenledi.

Moğol İmparatorluğu, tarihte hem genişlemesi ve etkisiyle hem de yıkıcı istilalarıyla dikkat çeken bir imparatorluktur. Onların mirası, geniş bir coğrafyada uzun süre etkisini sürdürmüştür.

Babür İmparatorluğu: Tarihi ve Etkileri

Kuruluş ve Genişleme: Babür İmparatorluğu, 1504 yılında Timur’un torunlarından Babürşah tarafından kuruldu. Babür, Panipat Savaşı’nda Hint ordularını yendi ve Delhi ile Agra’yı alarak imparatorluğunu kurdu.

Müslümanlığın Yayılması ve Türk-İslam Uygarlığının Gelişmesi: Babür İmparatorluğu, bölgede Müslümanlığın yayılmasına ve Türk-İslam uygarlığının gelişmesine büyük katkıda bulundu.

Batılı Güçlere Ticari İmtiyazlar: Babür İmparatorluğu döneminde, Hindistan’da İngiliz ve Hollandalı tüccarlara ticari imtiyazlar tanındı. Bu durum, Batılı güçlerin bölgedeki etkisinin artmasına yol açtı.

Mimari Eserler ve Kültürel Miras: Babür İmparatorluğu’nun mimari eserleri, şaheserler olarak kabul edilir. Tac Mahal, Humayun Türbesi, Kabulşah Camii gibi yapılar bu dönemde inşa edildi ve dünya kültür mirasının önemli parçaları haline geldi.

Askeri Yapı ve “Ahadi” Sınıfı: Babür ordusunda, “Ahadi” olarak bilinen seçkin bir askeri birlik bulunuyordu. Bu birlik, imparatorluğun askeri gücünün önemli bir parçasıydı.

İmparatorluğun Sonu: Babür İmparatorluğu, 1858 yılına kadar varlığını sürdürdü ve bu tarihte İngiliz Doğu Hindistan Şirketi’nin kontrolü altına girdi. Bu değişim, Hindistan tarihinde yeni bir dönemin başlangıcını işaret etti.

Babür İmparatorluğu, Hindistan tarihinin önemli bir dönemini oluşturur ve kültürel, dini ve mimari alanlarda kalıcı etkiler bırakmıştır.

Akkoyunlu Devleti: Tarihi ve Önemi

Kuruluş ve Başkent: Akkoyunlu Devleti, 1398 yılında Kara Yülük Osman tarafından kuruldu. Diyarbakır, 1340 yılından itibaren bağımsız hareket eden bölge olarak, devletin başkenti konumundaydı.

Anadolu Üzerindeki Etkileri ve Otlukbeli Savaşı: Akkoyunluların Anadolu’ya egemen olma çabaları, Fatih Sultan Mehmet ile Uzun Hasan’ı karşı karşıya getirdi. Otlukbeli Savaşı’nda yaşanan yenilgi, Akkoyunlu Devleti’nin zayıflamasına yol açtı.

Safevi Hükümdarı Şah İsmail Tarafından Yıkılış: Akkoyunlu Devleti, Safevi hükümdarı Şah İsmail tarafından 1502 yılında yıkıldı. Bu olay, bölgenin siyasi yapısında önemli bir değişime neden oldu.

Askeri Yapı ve “Hassa Nökerleri”: Akkoyunlu ordusunda, “Hassa Nökerleri” olarak adlandırılan merkez kuvvetler bulunuyordu. Bu kuvvetler, devletin askeri yapısının temelini oluşturuyordu.

Karakoyunlu Devleti’nin Yıkılışı ve Merkezin Taşınması: Akkoyunlu Devleti, Karakoyunlu Devleti’ni yıkarak merkezini Tebriz’e taşıdı. Bu hamle, bölgesel güç dengelerini değiştirdi.

Akkoyunlu Devleti, Orta Doğu tarihinde, Anadolu ve çevresindeki bölgeler üzerinde önemli etkiler bırakan bir devlet olarak kabul edilir. Onların mirası, bu bölgelerin kültürel ve siyasi tarihinde önemli bir yer tutar.

Karakoyunlu Devleti: Tarihi ve Kültürel Mirası

Kuruluş ve İlk Tarihi Bilgiler: Karakoyunlu Devleti’nin tarihi, 1365 yıllarında Bayram Hoca’nın liderliğiyle başlar. Devletin başkenti Erciş olarak belirlenmişti.

Kara Yusuf Dönemi ve Sınırların Genişlemesi: Kara Yusuf döneminde, Karakoyunlu Devleti’nin sınırları önemli ölçüde genişledi. Bu genişleme, bölgedeki siyasi ve toplumsal yapıyı etkiledi.

Azerbaycan’ın Türkleşmesindeki Etkileri: Karakoyunlu Devleti, Azerbaycan’ın Türkleşme sürecinde etkili bir rol oynadı. Bu etki, bölgenin kültürel ve etnik yapısını şekillendirdi.

Kültürel Miras ve Mimarisi: Karakoyunlu Devleti döneminde yapılan koyun ve mezar taşı heykelleri, kümbetler ve diğer eserler dikkat çekicidir. Bu yapılar, devletin sanat ve mimari alanındaki zenginliğini yansıtır.

Yıkılış ve Akkoyunlu Hükümdarı Uzun Hasan: Karakoyunlu Devleti, Akkoyunlu hükümdarı Uzun Hasan tarafından 1469 yılında yıkıldı. Bu yıkılış, bölgenin tarihsel gelişiminde önemli bir dönüm noktası oldu.

Karakoyunlu Devleti, Orta Doğu tarihinde kültürel ve siyasi bir dönem olarak önemli bir yer tutar. Onların mirası, bölgedeki Türkleşme süreci ve kültürel zenginlikler açısından dikkate değerdir.

Yorum yapın