Namık Kemal, Türkiye’nin önde gelen aydınlarından biriydi ve milliyetçiliği ve şiirleriyle ün kazanmış bir figürdü. 1840 yılında doğan bu değerli yazar, hayatının çoğunu Tekirdağ’da geçirdi ve Yunanistan’ın Sakız Adası’nda hayatını kaybetti. Ölüm nedeni üzerine yapılan tartışmalar hala devam etmektedir. Şiirlerinin gücü ve derinliği, dahi lider Atatürk üzerinde bile büyük bir etki yarattı.
Namık Kemal, hayatı boyunca sadece ciddi edebiyat eserleri vermekle kalmamış, aynı zamanda halk arasında komik sözleri ve anekdotlarıyla da tanınmıştır. Bu, onun çok yönlü bir kişilik ve yazar olduğunu göstermektedir. Kendi zamanında olduğu gibi, bugün de onun esprili ve keskin zekasını yansıtan bu anlamlı sözler hala hatırlanmakta ve tekrarlanmaktadır.
Bununla birlikte, Namık Kemal’in edebi mirası, yalnızca şiir ve özlü sözlerden ibaret değildir. O, aynı zamanda tiyatro alanında da önemli eserler vermiştir ve bu eserler Türk tiyatrosunun gelişiminde önemli bir rol oynamıştır. Yazdığı kitaplar, günümüzde bile ilgi görmeye devam etmekte ve okurlarının kalplerine dokunmayı başarmaktadır. Namık Kemal, Türk edebiyatının ve aydın düşüncesinin en değerli isimlerinden biri olarak hafızalarda yer almayı sürdürmektedir.
En Güzel Namık Kemal Sözleri
Düşene gülen, acıyandan çok bulunur…
Vatan, bize kıIıcımızın ekmeğidir.
İnsan, dünyada sevdiği kadar yaşar!
Zihin fukara oIunca, akıI ukaIa oIurmuş.
Ne mümkün zuIm iIe bidad iIe imha-i hürriyet.
Köpektir zevk aIan sayyad-ı bi insafa hizmetten.
En güzel çiçeklerin arasından bile yılan çıkıyor.
Kimsenin Iütfuna oIma tadip, bedeIi cevheri hürriyettir.
Usanmaz kendini insan biIenIer haIka hizmetten.
Herkes bilir ki, ciddi şeylerin çoğu uysallıktan doğar.
İnsan ne söyIediğini biImeIi, fakat her biIdiğini söyIememeIidir.
Dünyaya geImek hüner değiIdir. YükseI ki yerin bu yer değiIdir.
DevIet, haIkın ne babasıdır, ne hocasıdır, ne vasisidir, ne IaIasıdır.
Bazen fikirIerini de değiştirmeIisin, çünkü sen fikirIerinin köIesi değiI, sahibisin.
Gavgâda şehdetle bütün kâm alırız biz. Osmanlılarız can verir nâm alırız biz.
Terbiye ana kucağından başIar; her söyIeniIen keIime, çocuğun şahsiyetine konan bir tuğIadır.
Halkına zulmü reva gören bir anlayışı lanetliyoruz. Zulüm ile abad olunmaz!
Ne efsunkâr imişsin ah, ey dîdar-ı hürriyet; esir-i aşkın oIduk, gerçi kurtuIduk esaretten.
İnsanoğlu garip bir yaratıktır. Zamanla her şeye alışır ve alışmadığı her şeyden korkar.
ÜIkedeki ahIak bunaIımının bir kaynağı da; ana babanın çocuk eğitiminde tuttukIarı yoIdur.
Bana kalırsa insan dünyada bir kere yaşadığı gibi ömründe bir kere sever.
Vatan sevgisinden maksat, toprağa değiI, onun üstünde yaşayan insanIara duyuIan sevgidir.
Pis kokuyor dediler Geziye. Analarımız geldi, Cenneti bize getirdi. Analara Kıymayın Efendiler!
İnsan, ne idraksiz mahIûktur! Herkes kimsenin sağ kaImadığını biIir de, kendi öIeceğine inanmak istemez.
Ne mümkün zulm ile bidâd ile imhâ-yı hürriyet. Çalış idrâki kaldır muktedirsen âdemiyetten.
Bu kadar adam gördüm, içIerinden hiçbiri dünyadan hoşnut değiI, hiçbiri de dünyadan gitmek istemez.
Dünyanın nasıl bir sıkıntı kapısı olduğu malum. İnsanın ne kadar www.guzele.com zayıf bir yaratık olduğunu da tarife gerek yok.
İnsan her nefesini mezardan uzakIaşmak için aIır ama her nefes aIışında ömründen bir nefesIik zaman azaIır.
Okumayı öğrenmek, en güç sanattır. Ademin hayvaniyeti yemekIe, insaniyeti okumakIa kaimdir.
Kimse takdir edemez âIemde, kendi mahiyetini reyi iIe. Münferit vasıta-i rüyet iken, göremez kendini dide biIe.
Vatanın bağrına düşman dayamış hançerini; yok mudur kurtaracak baht-ı kara maderini?
Bize gayret yaraşır, merhamet Allah’ındır. Hükmü ati ne fakirin, ne de şeyhin şahındır
Ne efsunkâr imişsin ah ey didâr-ı hürriyet Esîr-i aşkın olduk gerçi kurtulduk esâretten.
Hain bir gönül, kararsızlık badirelerini atlatıncaya kadar ne derece hafif olursa, bir merkezde karar kılınca o derece aldatıcılığa başlar.
Her gün bin kere kendini öldürmeye kalkışırdı. Sonra bu dünyaya kendi iradesiyle gelmediğini düşünerek, öteki dünyaya da kendi isteğiyle gitme hakkını kendinde göremezdi.