Günümüz toplumunda, güven ciddi bir düşüş içinde ve bu, derhal ele alınması gereken bir sorun olarak öne çıkıyor. Televizyon yayınları, sosyal medya, radyo programları ve hem ulusal hem de bölgesel gazeteler güven bunalımının belirgin örnekleriyle dolu. Medya, günlük yaşamda sıklıkla karşılaştığımız bu güven krizini yansıtıyor, ve bu, toplumun tüm katmanlarında hissediliyor.
Çeşitli düşünce kuruluşları ve iş grupları tarafından yapılan anketler, bu güven kaybını gösteriyor. Bu kayıp, bireylerden hükümet yetkililerine, iş dünyası liderlerinden kamu kurumlarına, şirketlere, medya organlarına ve dini kurumlara kadar uzanıyor. Güvenin bu kadar geniş bir alanda zedelenmesi, sorunun yalnızca bireysel değil, aynı zamanda yapısal ve sistemik olduğunu işaret ediyor.
Güvenin zedelenmesi, kişisel deneyimlere göre farklılık gösterebilir ve bu, insan hatasından, organizasyonel yapıların, süreçlerin ve hatta sistemik faktörlerin incelenmesini gerektirir. Güvenin onarılması, bu çeşitli nedenlerin dikkate alınması ve buna yönelik stratejiler geliştirilmesi ile mümkün olabilir. Bu süreç, toplumun tüm kesimlerinden insanların ortak çabasıyla başarılabilir.
Güvenin Kritik Rolü
COVID-19 döneminde, kendimize, ilişkilerimize ve iş yerimize olan güvenin önemi her zamankinden daha belirgin hale geldi.
Dünya genelinde iş dünyası, hükümet, sivil toplum kuruluşları ve medya gibi kurumlara olan güven seviyeleri, halkın bu kurumlarla ilgili yüksek düzeyde güvensizlik hissettiğini gösteriyor. Bu durum şaşırtıcı değil. Genellikle gerçeklerin manipüle edildiği, bilgilerin saklandığı ve gerçeklerin avantaja dönüştürüldüğü bir ortamda yaşıyoruz. Sözlerin tutulmaması, hataların örtbas edilmesi gibi durumlar güven krizini derinleştiriyor.
Bu pandemi döneminde yanlış kişiye veya bilgiye güvenmek ölümcül sonuçlar doğurabilir. Güven, ister kasıtlı ister kasıtsız olsun, tehlikeye atılabilir, zarar görebilir veya kırılabilir.
İnsanlar arasında çıkan anlaşmazlıklar, genellikle derinden inanılan değerler, tutumlar ve davranışlara meydan okunduğunda patlak verir.
İnsanlar güven arar.
Doğal olarak, güvenin kırılması veya zedelenmesi, güven inşa etmeye yönelik daha fazla çaba gösterilmesini gerektirir. Güven, basit bir kavram değildir ve bireyler, kurumlar ve uluslararası ilişkiler üzerinde geniş bir yelpazede incelenebilir.
Bozulan Güven Nasıl Onarılır?
Kurumlardaki güvenin bu kadar geniş bir alanda zedelenmiş olması, nasıl onarılacağı konusunda ciddi düşünmeyi gerektirir. Konuşmalar, çeşitli düzeylerde güvenin nasıl oluşturulabileceği ve sürdürülebileceği üzerine odaklanmalıdır.
Başlangıç Noktanız: Kendiniz
Ne olursa olsun, çevrenizdeki durumlardan ne kadar etkilenmiş olursanız olun, güven inşa etmek veya onarmak için ilk adım sizsiniz.
Kendinize şu soruları yöneltmelisiniz: “Bu duruma nasıl katkı sağladım? Etrafımdaki güven açığını kapatmak için neler yapmaya başladım, neleri bırakmaya veya devam etmeye hazırım?”
Hayatınızda ve topluluklarınızda pasif bir izleyici değil, aktif bir katılımcısınız. Peki, bu pandemi sırasında ve sonrasında güven inşa etme konusunda nasıl aktif bir rol oynayabilirsiniz?
İyi Kararlar Vermek
Her şey sizinle başlar. Her birimiz, çevremizdeki insanları olumlu yönde etkileyecek seçimler yapma şansına sahibiz.
Toplum içinde, denklemin sadece bir parçası olduğunuzu unutmayın; kararlarınız çevrenizdeki insanları etkiler.
Güveni hem inşa etmeyi hem de teşvik etmeyi öğrenmek istiyorsanız, her gün sadece çevrenizdeki insanlara güvenmekle kalmayıp, aynı zamanda başkalarının da size güvenmesini sağlamak için çaba göstermelisiniz.