Gebelik, kadın yumurtasının erkek üreme hücresi olan spermlerle döllenmesiyle başlar ve bu sürecin ortalama süresi 37 ila 40 haftadır. Hamilelik olasılığını etkileyen birçok faktör vardır, ve bu olasılık doğum kontrol yöntemlerinin kullanılmadığı durumlarla birlikte artabilir. Şimdi ki bu temel bilgileri edindikten sonra, hamilelikle ilgili sıkça sorulan sorulara odaklanabiliriz.
Hamileyken Kan Bağışlayabilir misiniz?
Hamile kadınlar genellikle kan bağışı yapamazlar ve bu, çeşitli sağlıkla ilgili nedenlere dayanır. Hamileliği sona erdikten sonra bile, kadınların kan bağışında bulunabilmesi için en az 6 hafta beklemesi genellikle önerilir. Bunun nedeni, kan bağışının, hem anne hem de bebek için potansiyel dolaşım sorunlarına yol açabilecek olmasıdır.
Kan bağışı yaptıktan sonra, kan hücreleri ve demir vitamini seviyelerinde azalma olabileceği için, hamile kadınların bu sürecin fizyolojik etkilerine ekstra dikkat etmeleri gerekmektedir. Özellikle demir seviyelerinin düşmesi, anemi riskini artırabilir, bu da hamilelik sırasında istenmeyen bir durumdur.
Bu yüzden, kan bağışı kriterlerinde genellikle kişinin hamile olup olmadığına özellikle dikkat edilir. Bu kısıtlamalar, annenin ve bebeğinin sağlığını korumak için konmuştur. Eğer kan bağışı yapmayı düşünüyorsanız,
doktorunuza danışarak en uygun zamanı ve koşulları belirlemek her zaman en iyisidir.
Hamile Kadınlar Karides Yiyebilir mi?
Hamile kadınlar genellikle karides, somon ve kalamar gibi deniz ürünlerini tüketebilirler, fakat bu tür yiyeceklerin temiz ve güvenilir kaynaklardan alındığından emin olmaları önemlidir. En iyi yaklaşım, deniz ürünlerini evde kendiniz pişirmektir; bu, hem sizin hem de bebeğiniz için daha güvenli bir seçenek olacaktır.
Bunun yanı sıra, midye gibi bazı deniz ürünleri ağır metaller içerebilir ve hepatit A riski taşıyabilir, bu yüzden hamilelik sırasında bu tür yiyeceklerden kaçınmak daha iyidir. Pişmemiş deniz ürünleri, özellikle suşi gibi, Listeria gibi potansiyel bakteri kontaminasyonları nedeniyle hamilelik sırasında genellikle önerilmez.
Eğer hamileyseniz ve deniz ürünleri tüketmeyi düşünüyorsanız, doktorunuza danışmak her zaman en iyisidir. Bu, size ve bebeğinize uygun olan en güvenli ve en sağlıklı diyet seçeneklerini belirlemenize yardımcı olacaktır.
Hamileyken Dövme Yaptırabilir misiniz?
Hamilelik sırasında dövme yaptırmak genellikle önerilmez. Bu uygulama, birçok potansiyel sağlık riski taşıyabilir. Örneğin, dövme mürekkepleri genetik mutasyonlara veya doğuştan gelen anormalliklere yol açabilecek bileşenler içerebilir.
Ayrıca, dövme süreci sırasında ve sonrasında ağrı, kanama, lokal enfeksiyonlar ve alerjik reaksiyonlar gibi komplikasyonlar yaşanabilir. Bu durum, hamile kadınlar için ekstra bir risk oluşturur. Dövme yapılan bölgelerde çok nadir de olsa sarkoid, keloid, sedef hastalığı, fotosensitivite gibi çeşitli cilt hastalıkları ve hatta iyi veya kötü huylu tümörler oluşabileceği de bilinmektedir.
Dövme mürekkepleri hakkında yapılan bazı araştırmalar, kanserojen aromatik aminler gibi potansiyel olarak tehlikeli bileşenler içerebileceğini göstermektedir. Hamileyseniz ve bir dövme yaptırmayı düşünüyorsanız, bu tür riskleri göz önünde bulundurmalı ve mutlaka bir sağlık profesyoneline danışmalısınız.
Hamileyken Saçınızı Boyayabilir misiniz?
Hamilelik sırasında saç boyama, birçok kadın tarafından endişeyle yaklaşılan bir konudur. Saç boyalarındaki kimyasallar, özellikle hamileliğin ilk üç ayında olabilecek olası zararlar nedeniyle genellikle önerilmez. Bununla birlikte, hamileliğin dördüncü ayından sonra, organik veya bitkisel bazlı saç boyaları daha güvenli bir seçenek olabilir.
Yapılan araştırmalar, saç boyasının hamilelik veya emzirme döneminde bebekte doğum kusurlarına yol açtığına dair net bir kanıt sunmamıştır. Ancak, saç boyasının deri yoluyla kana karışabilecek kimyasal maddeler içermesi, bazı uzmanların bu konuda temkinli olmalarına neden olmaktadır. Eğer saçınızı boyamayı düşünüyorsanız, aşağıdaki önlemleri göz önünde bulundurmanız faydalı olacaktır:
- Hamileliğin dördüncü ayından sonra saçınızı boyayın.
- Boyama işlemi sırasında iyi havalandırılmış bir ortamda bulunun.
- Kimyasal içermeyen, doğal veya bitkisel boyaları tercih edin.
- Saç boyama işlemi tamamlandığında saç derinizi iyice durulayın.
- Kendi başınıza boyama yapıyorsanız, eldiven kullanın.
- Kaş ve kirpik boyamasından kaçının.
- Amonyak içermeyen boyaları seçmeyi düşünün.
- Alternatif olarak, saç renginizi değiştirmek için kına kullanabilirsiniz.
Bu öneriler, hem annenin hem de bebeğin sağlığını korumaya yardımcı olabilir. Ancak her zaman bir sağlık profesyoneline danışmanız en iyisidir.
Hamile Kadınlar Yengeç Yiyebilir mi?
Hamilelik sırasında yengeç yemek, birçok faydaya sahip olabilir, fakat bu tüketimin de belirli kuralları vardır. Yengeç, protein, A ve D vitaminleri, omega-3 yağ asitleri gibi besin maddeleri açısından zengindir ve bu da bebeğin beyin ve göz gelişimine katkı sağlar. Ancak, bu tüketim hijyenik koşullarda ve dikkatli bir şekilde yapılmalıdır.
Öncelikle, yengeç seçerken cıva içeriği düşük olan çeşitleri tercih etmek önemlidir. Örneğin, kral yengeç bu açıdan en güvenli seçenektir. Yüksek cıva içeren mavi yengeç ve kar yengeç gibi türlerden kaçınılmalıdır. Ayrıca, çiğ veya yarı pişmiş yengeç ve diğer deniz ürünlerinden kesinlikle kaçınılmalıdır, çünkü bu tür ürünler tehlikeli parazit ve mikroorganizmalar içerebilir. Yengeç eti tüketirken dikkat edilmesi gereken bir diğer önemli nokta, yemeğin hazırlığı sırasında kullanılan mutfak gereçlerinin hijyenidir. Çatal, bıçak ve kesme tahtası gibi araçlar iyice yıkanmalı, ve mümkünse yengeç için ayrı bıçaklar ve kesme tahtaları kullanılmalıdır.
Son olarak, hamileliğin farklı aşamalarında yengeç yemenin olası etkilerini tam olarak anlamak için doktorunuza danışmalısınız. Özellikle kolesterol seviyeniz yüksekse veya başka sağlık sorunlarınız varsa, doktorunuzun tavsiyelerini almak önemlidir. Hamilelik sırasında bağışıklık sistemi daha hassas olduğu için, yengeç ve diğer deniz ürünlerini tüketirken ekstra dikkatli olmak gerekmektedir. Yengeç yemek, doğru şekilde hazırlandığı ve tüketildiği sürece fetal gelişime katkı sağlar, bağışıklığı artırır ve kansızlığa iyi gelir. Ancak bu faydaları elde edebilmek için yukarıda belirttiğimiz güvenlik önlemlerini almak esastır.
Hamile Kadınlar Sosisli Sandviç Yiyebilir mi?
Hamilelik döneminde beslenme, hem annenin hem de doğmamış bebeğin sağlığı için son derece önemlidir. Uzmanlar, bu dönemde işlenmiş et ürünleri gibi sosis ve salamın tüketilmemesi gerektiğini belirtmektedir. Bu tür yiyeceklerin, zararlı katkı maddeleri, yüksek tuz oranları ve kanserojen maddeler içerebileceği göz önünde bulundurulmalıdır. ‘Uluslararası Kanser Dergisi’nde yayınlanan bir makaleye göre, bu tür işlenmiş etlerin özellikle hamilelik döneminde tüketilmesi, bebekte beyin kanserine yol açabilecek riskleri artırmaktadır.
Bu yüzden, bebeğinizin sağlığı için en iyisi işlenmiş etlerden kaçınmaktır. Eğer sosisli sandviç yemek istiyorsanız, sosis yerine daha sağlıklı alternatifler seçmeyi düşünebilirsiniz. Örneğin, ev yapımı hindi veya tavuk göğsü gibi daha az işlenmiş et türleri kullanabilir, bu tür etleri tam tahıllı ekmekle birleştirerek daha sağlıklı bir sandviç yapabilirsiniz. Ayrıca, sosisin yanı sıra ekmek, turşu ve sosların da katkı maddesi içermemesine dikkat edilmelidir.
Özetle, hamilelikte tüketilecek gıdalar konusunda dikkatli olmak ve mümkün olduğunca doğal, işlenmemiş ürünler tercih etmek önemlidir. Bu, sadece annenin değil, bebeğin de sağlığı için kritiktir. İşlenmiş gıdaların kansere ve diğer sağlık sorunlarına yol açabileceği göz önünde bulundurulduğunda, hamilelik döneminde bu tür ürünlerden uzak durmak en iyisi olacaktır.
Hamileyken Koşabilir misiniz?
Hamilelik döneminde egzersiz, anne ve bebek sağlığı için oldukça yararlı olabilir. Ancak, koşmak gibi daha yoğun fiziksel aktiviteler öncesinde mutlaka bir sağlık uzmanına danışılması önerilir. Eğer hamilelik öncesinde düzenli olarak egzersiz yapıyorsanız ve hamileliğiniz komplikasyonsuz ilerliyorsa, doktorunuzun onayı ile koşmaya devam edebilirsiniz.
Öneriler:
• Bol miktarda su tüketmeye özen gösterin.
• Nefes alabilen, rahat ve bol kıyafetler tercih edin.
• Güvenli ve iyi aydınlatılmış alanlarda koşmaya çalışın; yalnız olmamak için etrafınızda insanların olmasını sağlayın.
• Emerjensi bir durum için telefonunuzu yanınızda bulundurun.
• Doktorunuza danışarak günlük kalori ihtiyacınızı belirleyin, çünkü koşu eylemi fazladan enerji harcamanıza neden olacaktır.
Dikkat Edilmesi Gerekenler:
• Yüksek sıcaklık ve nemli havalarda koşmaktan kaçının.
• Nefesiniz yetene kadar kendinizi zorlamayın; listenize uygun bir tempo belirleyin.
• Eğer eklem ağrısı, göğüs ağrısı veya baş dönmesi gibi belirtiler yaşarsanız, koşuyu hemen durdurun.
• Büyük öğünler yerine, gün içerisinde daha küçük ve sık öğünler almayı tercih edin.
Sonuç olarak, hamilelik sırasında koşmak birçok kadın için güvenli olabilir, ancak bu aktiviteye başlamadan önce ya da devam etmeden önce doktor onayı alınması şarttır. Doktorunuz, sizin ve bebeğinizin sağlığı için en uygun egzersiz planını oluşturmanıza yardımcı olacaktır.
Hamile Kadınlar Antibiyotik Kullanabilir mi?
Hamilelik sırasında antibiyotik kullanımı konusu, genellikle kadınların karşılaşabileceği bir durumdur. Hamile kadınlar, bağışıklık sistemleri değişiklik gösterdiği için hastalıklara karşı daha duyarlı olabilirler. Bu, antibiyotik ihtiyacının hamile olmayan kadınlara göre daha fazla artabileceği anlamına gelir. Ancak, antibiyotiklerin hangi durumda kullanılacağı, hangi türünün tercih edileceği ve dozajının ne olacağı konularında mutlaka bir sağlık uzmanına danışılmalıdır.
Kadınlar, hamilelik döneminde doktor önerisiyle antibiyotik kullanabilirler. En sık karşılaşılan durumlar arasında idrar yolu enfeksiyonları, üst solunum yolu enfeksiyonları, toplum kaynaklı pnömoni, sinüzit, cilt enfeksiyonları, diş ve diş eti enfeksiyonları, ve ishal gibi durumlar sayılabilir. Bu gibi enfeksiyonlar için sıklıkla B grubu antibiyotikler, penisilinler, sefalosporinler, klindamisin, makrolidler (örneğin eritromisin, azitromisin), nitrofurantoin ve metronidazol gibi antibiyotikler tercih edilebilir.
Özetle, hamilelikte antibiyotik kullanımı gerekebilir, fakat bu kesinlikle bir sağlık uzmanının gözetiminde yapılmalıdır. Doktorlar genellikle hamilelikte güvenli kabul edilen antibiyotik türlerini seçmeye çalışır. Ancak, her antibiyotik türü hamilelik için güvenli değildir ve kullanılmadan önce mutlaka bir doktora danışılmalıdır.
Hamilelik Testi Ne Zaman Yapılmalıdır?
Hamilelik testinin ne zaman yapılması gerektiği, birçok faktöre bağlıdır ve bu da birçok kadın için farklılık gösterebilir. Ancak genel bir kural olarak, adet döneminin en az bir hafta gecikmesi sonrasında test yapılması en doğru sonuçları verir. Eğer testi bu süre zarfından daha erken yaparsanız, henüz yeterli miktarda üretilmemiş olan hCG hormonu tespit edilemeyebilir ve test negatif çıkabilir.
Sabah saatlerinde yapılan testler, gün içinde yapılanlara göre genellikle daha güvenilir sonuçlar verir. Bu, idrarın daha yoğun olması ve hCG hormonu seviyelerinin daha yüksek olmasından kaynaklanır. Ancak, fazla sıvı tüketmek idrardaki hCG seviyelerini seyreltebilir, bu yüzden testi yaparken bu faktörü göz önünde bulundurmak önemlidir.
Unutulmamalıdır ki, hCG hormonu içeren doğurganlık ilaçları kullanan kadınlarda, hamile olunmasa bile test pozitif çıkabilir. Bu tür bir tedavi görmekteyseniz, test sonuçlarınızın yanıltıcı olabileceğini unutmamanız ve mutlaka bir sağlık uzmanına danışmanız gerekmektedir. Özetle, hamilelik testinin zamanlaması ve nasıl yapılacağı konularında en doğru bilgi ve yönlendirmeyi alabilmek için bir sağlık uzmanı ile iletişime geçmek her zaman en iyisidir.
Hamilelik testleri ne kadar doğru?
Gebelik testleri, genellikle idrardaki veya kandaki insan koryonik gonadotropin (hCG) hormonunun seviyelerini ölçer. Bu testler, kullanıcı talimatlarına uygun bir şekilde uygulandığında, genellikle %97 gibi oldukça yüksek bir doğruluk oranına sahiptir. Ancak, bu oran farklı marka ve türdeki testler için değişebilir.
Bazı gebelik testleri, diğerlerinden daha hassas olabilir ve bu da onları genellikle daha pahalı yapar. Bu tür hassas testler, hCG seviyeleri daha düşükken bile hamileliği tespit edebilir. Örneğin, bazı çok hassas testler cinsel ilişkiden sadece 8 gün sonra kandaki 20 mlU/ml ve üzeri hCG seviyelerini tespit edebilir. Ancak, orta kalitedeki testler genellikle kanda 50-100 mlU/ml hCG seviyelerini tespit edebilecek hassasiyete sahiptir.
Sonuç olarak, gebelik testinin doğruluğu birçok faktöre bağlıdır: testin kalitesi, nasıl ve ne zaman yapıldığı, ve hatta hCG hormonunun kişiden kişiye değişebilecek seviyeleri. Bu nedenle, testin sonuçları konusunda herhangi bir şüphe ya da soru varsa, en doğru ve güvenilir bilgi için bir sağlık uzmanına başvurmak her zaman en iyisidir.
Hamilelik Ne Kadar Sürer?
Hamilelik süresi, genellikle son adet döngüsünün ilk gününden itibaren hesaplanır. Eğer bir kadının adet döngüsü düzenli ve 28 günlükse, ortalama gebelik süresi yaklaşık olarak 280 gün ya da 40 haftadır. Bu süre, tabii ki kişiden kişiye değişebilir ve birçok faktöre bağlıdır, ancak bu genellikle kabul edilen bir ortalama süredir.
Hamilelik genellikle üç ana döneme ayrılır, bu dönemlere trimester denir. Her bir trimester yaklaşık 13 veya 14 hafta sürer. Bu üç dönem, hamilelik sürecinde meydana gelen farklı gelişim aşamalarını temsil eder.
Bu 40 haftalık zaman dilimi, dokuz takvim ayına yaklaşık olarak eşdeğerdir. Ancak, dikkate alınması gereken önemli bir nokta, hamilelik süresinin her birey için farklı olabileceği ve bu sürecin birçok farklı faktöre bağlı olduğudur. Bu nedenle, hamilelik süresi ve dönemleri hakkında daha kesin bilgiler için bir sağlık uzmanına danışmak her zaman en iyisidir.
Hamilelik Belirtileri Ne Zaman Başlar?
Hamilelik belirtileri genellikle döllenme olayından yaklaşık 5-10 gün sonra başlayabilir. Bu belirtiler arasında adet öncesi ya da sırasında yaşanan şişkinlik hissi, göğüslerde artan hassasiyet ve meme uçlarının kararması gibi semptomlar yer alır. Ancak bu belirtiler her zaman kesin bir hamilelik işareti olmayabilir, çünkü hormonal değişikliklerin diğer nedenleri de olabilir.
Adet gecikmesi, hamileliğin en güçlü belirtisi olarak kabul edilir. Hormonlar, özellikle de hCG (insan koryonik gonadotropin), yumurtalıkları harekete geçirir ve yoğun bir vajinal akıntı oluşturabilir. Eğer akıntı şeffaf ve kokusuz ise, bu genellikle hamilelik belirtisi olarak kabul edilebilir. Ancak akıntı sarı ya da yeşil renkte ise, bu genellikle enfeksiyon veya başka sağlık sorunlarını işaret edebilir.
Herhangi bir hamilelik belirtisi yaşanıyorsa, en doğru bilgi ve teşhis için bir sağlık kuruluşuna başvurmak önemlidir. Ayrıca vajinal akıntı normal mi, değil mi diye anlamak için de bir sağlık profesyonelinin görüşü alınmalıdır. Hamilelik belirtileri kişiden kişiye değişiklik gösterebileceği için, herhangi bir belirti ya da semptom görüldüğünde profesyonel bir sağlık değerlendirmesi yapılması en iyisidir.
Gece Hamilelik Testi Yapabilir miyim?
Hamilelik testi yaparken zamanlamanın önemi büyüktür. Genellikle sabahın ilk saatlerinde yapılan testler daha doğru sonuçlar verebilir, çünkü bu zaman diliminde idrardaki hCG (insan koryonik gonadotropin) seviyesi en yüksektir. Akşam veya gece yapılan testlerde idrardaki hCG seviyesi daha düşük olabileceği için, hamile olsanız bile test negatif çıkabilir.
Bu nedenle, eğer hamile olabileceğinizi düşünüyorsanız, testi sabah ilk idrarınızla yapmanız önerilir. Eğer bu mümkün değilse, birkaç saat idrarınızı tutmaya çalışarak hCG seviyesinin yükselmesini sağlayabilirsiniz. Ancak unutmayın, testin ne zaman yapılacağına dair en doğru bilgi ve yönlendirmeyi bir sağlık profesyonali verecektir.
Özellikle hamilelik şüphesi taşıyorsanız ve test sonuçlarına tam olarak güvenemiyorsanız, bir sağlık kuruluşuyla iletişime geçmek ve daha detaylı testler yaptırmak her zaman en iyisidir.
Hamilelikte Anne Sütü Ne Zaman Gelir?
Hamilelikte anne sütü ne zaman gelir, sorusu sıkça merak edilir. Genellikle, hamile kadınlarda süt üretimi veya süt benzeri bir akıntı 16. haftadan itibaren başlayabilir. Ancak bu durum herkes için geçerli değildir ve genellikle doğuma yaklaşıldıkça daha yaygın hale gelir. Hamileliğin başlangıcından itibaren, vücut bu süreci başlatmak için gerekli hormonal değişikliklere uğrar.
Prolaktin ve oksitosin, süt üretimiyle ilişkili iki ana hormondur. Prolaktin, genellikle “süt hormonu” olarak adlandırılır ve süt üretimini başlatır. Kadınlarda ve erkeklerde bulunsa da, kadınlarda daha belirgin bir işlevi vardır. Oksitosin ise doğum sırasında ve emzirme döneminde salgılanır; bu hormon sütün meme kanallarından atılmasını sağlar.
Bu hormonların düzgün bir şekilde çalışabilmesi için dengeli bir beslenme, yeterli uyku ve stresin minimize edilmesi önemlidir. Herhangi bir endişe durumunda veya süt üretiminde anormal bir durum fark edildiğinde, bir sağlık profesyoneli ile konsültasyon yapılmalıdır. Özellikle prolaktin ve oksitosin hormonlarının dengesizliği, süt üretimini etkileyebileceği gibi diğer sağlık sorunlarına da yol açabilir. Bu nedenle, herhangi bir anormallikte uzmana başvurmak önemlidir.
Hamilelikte Çatlak Kremi Kullanmaya Ne Zaman Başlanmalı?
Çatlakların önlenmesi için hamilelikte çatlak kremi kullanmaya genellikle 4. ve 5. aylar arasında başlamak iyi bir fikirdir. Hamilelik sürecinde, cilt genellikle hormonlar ve kilo değişimleri nedeniyle esnekliğini kaybedebilir, bu da çatlaklara yol açabilir. Deri altındaki kas ve yağ dokuları deriden daha hızlı büyüyebileceğinden, cilt aşırı gerilir ve çatlaklar oluşabilir.
Hamilelik sırasında çatlak oluşumu riskini azaltmak için doktor tavsiyesiyle çatlak kremleri kullanılabilir. Ancak kremleri kullanmadan önce mutlaka bir sağlık profesyonali ile görüşmek önemlidir, çünkü bazı ilaçlar ve kremler ciltte diğer yan etkilere de neden olabilir.
Çatlak oluşumu sadece hamile kadınları değil, hızlı kilo alan veya kaybeden erkekleri de etkileyebilir. Fakat hamilelik, çatlak oluşumu için özellikle yüksek riskli bir dönemdir. Bu nedenle, erken dönemden itibaren önlem almak ve doktorunuzla bu konuda görüşmek faydalı olacaktır.
İshal Hamilelik Belirtisi midir?
İshal, hamilelik belirtisi olarak genellikle kabul edilmez. Bununla birlikte, hamilelik sürecinde bazı kadınlar sindirim sistemlerinde değişiklikler yaşayabilir, bu da ishal gibi belirtilere yol açabilir. Ancak, ishal birçok farklı faktörden kaynaklanabileceği için, eğer hamileyseniz ve ishal sorunu yaşıyorsanız, bu durumu bir sağlık profesyonali ile değerlendirmek önemlidir.
Hamilelik döneminde vücudunuz birçok hormonal ve fiziksel değişiklikten geçer, bu yüzden sindirim sistemi de bu değişikliklerden etkilenebilir. Ancak, ishal genellikle bağırsak enfeksiyonları, gıda zehirlenmeleri veya diğer sindirim sistemi sorunlarından kaynaklanır.
Sonuç olarak, eğer hamilelik döneminde ishal yaşıyorsanız, bu durumu doktorunuza bildirmek her zaman en iyisidir. Özellikle hidrasyon durumunuzun iyi olması, hem sizin hem de bebeğiniz için önemlidir. Doktorunuz uygun tedavi veya yaşam tarzı değişiklikleri önerebilir.
Hamilelik Testleri Nasıl Çalışır?
Hamilelik testleri, kadınların ürettiği bir hormon olan insan koryonik gonadotropin (hCG) seviyesini idrarda ölçerek çalışır. Döllenme sonrasında, bu hormon seviyeleri yükselmeye başlar ve hamilelik testinin pozitif çıkma olasılığını artırır. Ancak, test çok erken yapıldığında, yeterli hCG seviyesi henüz idrarda oluşmamış olabilir, bu da yanıltıcı bir şekilde negatif bir sonuç verebilir.
Bir hamilelik testi yapmayı planlıyorsanız, adetinizin gecikmesinden en az bir hafta sonra yapmanız tavsiye edilir. Bu, idrardaki hCG seviyesinin yeterince yükselmesi için genellikle yeterli bir süredir. Ayrıca, testi sabah ilk idrarla yapmak daha doğru sonuçlar verebilir, çünkü hCG konsantrasyonu o zaman genellikle daha yüksektir.
Eğer test negatif çıkar ve hala hamile olduğunuzu düşünüyorsanız, bir hafta sonra tekrar test yapmak en iyisidir. Eğer belirsiz veya çelişkili sonuçlar alırsanız, bir sağlık profesyoneli ile iletişime geçmek her zaman en iyisidir.