En anlamlı ve etkileyici tasavvufi sözleri sizlere sunmak için oluşturduğumuz sayfamıza hoş geldiniz. Tasavvuf, insanın kendi iç dünyasına ve evrene bakış açısını genişleten mistik bir yoldur. Tasavvufi düşüncelerin yer aldığı bu sözler, belki de sizin de bakış açınızı genişletecek ve iç dünyanıza yeni bir perspektif kazandıracak.
Bu sayfada sizler için seçilmiş en özgün ve derin tasavvufi sözleri bir araya getiriyoruz. Bu sözler, tasavvufi düşünceyi temsil eden değerli düşünür ve alimlerin kaleminden çıkmış ve İslami öğretilerle bezenmiş değerli düşünceleri içerir. İnternet ve ansiklopedi gibi kaynaklardan titizlikle topladığımız bu sözler, belki de sizin de düşüncelerinizi şekillendirecek ve sizi daha derin düşüncelere sevk edecektir.
Tasavvufi sözlerimizi beğenmenizi ve belki de sosyal medya hesaplarınızda paylaşmanızı umuyoruz. İster Facebook, ister Twitter veya diğer sosyal medya platformlarında bu güzel anlamlı sözleri paylaşarak, dostlarınızın ve takipçilerinizin de bu özgün düşüncelerden faydalanmasını sağlayabilirsiniz.
En Güzel Tasavvufi Sözler
Nefsini bilen Rabbini bilir. – Hz. Muhammed (s.a.v.)
Dünyanın en yüksek makamı, insanı tanımaktır. – Yunus Emre
Rabbim, seni kalbime yazdım, dilim sustu, kalbim konuştu. – Mevlana
Bir kimsenin hakkında hayırlı olduğunu bildiğin bir şeye sabret. – Şems-i Tebrizi
Fani dünyayı terk etmek, baki aleme yönelmektir. – Hacı Bektaşi Veli
Dil, kalbin aynasıdır. Ne varsa kalpte, dudaklarda o görünür. – Yunus Emre
Gel, ne olursan ol yine gel. İster kafir, ister mecusi, ister puta tapan ol yine gel. – Mevlana
Sevgi, bütün kapıları açar. – Hz. Mevlana
İnsanın değeri, ne olduğuna değil, ne olabileceğine bağlıdır. – Hz. Mevlana
Beni benden alırsan sen kalırsın ortada, beni bende bırakırsan ikimiz mahvoluruz. – Şems-i Tebrizi
Şu muhakkak ki, zulüm edenler kurtuluşa eremeyeceklerdir.
Allah kullarının her şeyini duyuyor, her şeyini görüyor. Bundan hiç şüpheniz olmasın!
Onlara karşı Allah sana yeter. O işitendir, bilendir.
Muhakkak ki Allah sabredenlerle beraberdir.
Maksada sabırla erişilir, aceleyle değil! Sabret, doğrusunu Allah daha iyi bilir.
İnsana nimet verdiğimizde yüz çevirip yan çizer. Kendisine şer dokununca da umutsuzluğa düşer.
Rabbin seni terk etmedi ve darılmadı. Muhakkak ki O sana istediğini verecek ve sen de hoşnut olacaksın.
Kim namaz kılar da o namaz kendisini hayasızlıktan ve kötülükten alıkoymazsa, o namaz olsa olsa onun Allah’tan daha fazla uzaklaşmasını sağlar.
Şeytanla her savaşa korkusuzca varım. İnsan şeytanlaşırsa, işte ondan korkarım.
Küfre saplananlara gelince, onları uyarırsan da, uyarılmasan da, onlar için birdir, inanmazlar. Allah, onların kalplerini ve kulaklarını mühürlemiştir. Gözleri üzerinde de bir perde vardır. Onlar için büyük bir azap vardır.
Olur ki hoşunuza gitmeyen bir şey, sizin için hayırlıdır ve olur ki, sevdiğiniz şey de sizin için bir şerdir. Allah bilir de siz bilmezsiniz.
O Ramazan ayı ki insanlığa bir rehber olan, onları doğru yola götüren ve hakkı batıldan ayıran en açık ve parlak delilleri ihtiva eden Kur’an o ayda indirildi.
Güldüren de ağlatan da O’dur. Öldüren de dirilten de O’dur.
Oruç günahlara karşı bir kalkandır. Sizden biriniz oruç tuttuğu zaman kötü söz söylemesin ve kavga etmesin. Şayet biri kendisine söver ya da sataşırsa: ‘Ben oruçluyum’ desin.
Dünyaya gönül kaptıran onun şu üç zararına uğrar; Tükenmeyen gam, gerçekleşmeyecek arzu, ulaşılmayacak ümit.
Siz şükredip iman ettikten sonra Allah ne diye sizi cezalandırsın ki? Gerçekten Allah şükredenlerin mükafatlarını bol bol verir ve her şeyi hakkıyla bilir.
Derdi veren derdin çözümünü unutur mu hiç?
Ey boş yere kendini gamlara kaptıran, elde edemediği dünya malı için üzülüp duran gafil… Kur’an’ı aç da; “Sizden önce gelen insanlar nice akarsuları, nice bahçeleri terk edip gittiler.” ayetini oku.
Üzülme! Çünkü Yaradan umudu en çaresiz anlarda yollar. Unutma; Yağmurun en şiddetlisi, en kara bulutlardan çıkar.
Ey iman edenler! Cuma günü namaza çağrıldığı (ezan okunduğu) zaman, hemen Allah’ı anmaya koşun ve alışverişi bırakın. Eğer bilmiş olsanız, elbette bu, sizin için daha hayırlıdır.
Ey iman edenler! Sabır ve namaz ile Allah’tan yardım isteyin. Çünkü Allah muhakkak sabredenlerle beraberdir.
Ve hoşlanmayacağınız bir şey olur ki, o sizin için bir hayırdır. Ve seveceğiniz bir şey olur ki, o sizin için bir şerdir. Ve (bütün bunları) Allah bilir, siz bilmezsiniz.
Ey dost! Derdin ne olursa olsun, umudun her zaman Allah olsun.
İnsan şöyle der: ‘Ben öldüğüm zaman, ileride gerçekten diri olarak (mezardan) çıkarılacak mıyım?’ O insan, daha önce hiçbir şey iken kendisini yoktan var ettiğimizi hatırlamaz mı?”
Hak yolunda ilerlemek yürek işidir, akıl işi değil. Kılavuzun daima yüreğin olsun, omzun üstündeki kafan değil. Nefsini bilenlerden ol, sılenlerden değil.
Asra yemin olsun ki, hiç şüphesiz insan hüsran içerisindedir. Ancak iman edip salih amel işleyenler, birbirlerine hakkı tavsiye edenler ve birbirlerine sabrı tavsiye edenler bunun dışındadır.
İnsan dünyada iken gurbettedir. Ölüm, onu asıl vatanına ve sevgilisine kavuşturur.
Bir gece, kendisine ayetlerimizden bir kısmını gösterelim diye (Muhammed) kuluunu Mescid-i Haram’dan, çevresini mübarek kıldığımız Mescid-i Aksâ’ya götüren Allah noksan sıfatlardan münezzehtir; O, gerçekten işitendir, görendir.
Ne kadar tenha bir yerde olsun olsun bir fenalık yaparken, seni hiç kimsenin görmediğine hükmetme… Seni mutlaka bir gören vardır, O da Allah’tır.
Derdin ne olursa olsun, bir abdest al nefes gibi. Seccadeni ser, otur ve ağla. Dilersen hiç konuşma. “O”, seni ve dertlerini senden daha iyi biliyor, unutma.
İnsanlar senin kalbini kırmışsa üzülme… Allah, “Ben kırık kalplerdeyim.” buyurmadı mı?
Bu mübarek geceler günahlarımızın bağışlanmasına vesile, dualarımızın kabulüne, Rab yolundan ayrılmayan, cenneti dünyada koklayan insanlardan olmayı bize nasip eyle RABBİM.
Namazın güzelliğini, Kuran-ı Kerim okumanın verdiği huzuru ve duaların ferahlığını ömrümüzden eksik etme Allah’ım.
Bu hayvanların ne etleri ve ne de kanları Allah’a ulaşacaktır: Allah’a ulaşacak olan ancak, sizin O’nun için yaptığınız gösterişten uzak amel ve ibadettir.
Kendinizi (övüp övüp) temize çıkarmayın… Allah, kimin takva sahibi olduğunu çok iyi bilir.
Ey iman edenler! Siz kendinizi düzeltin. Siz doğru yolda olursanız, yoldan sapan kimse size zarar veremez. Hepinizin dönüşü Allah’adır. O zaman Allah, size yaptıklarınızı haber verecektir.
Kendisinden yüz çevirenin bile rızkını kesmeyen Allah, Kendisine yönelenlere neler yapmaz ki.
Ey Muhammed! De ki: “Şüphesiz benim namazım da, diğer ibadetlerim de, yaşamam da, ölümüm de âlemlerin Rabbi Allah içindir.”
Kötülük yaptın mı kork, çünkü o bir tohumdur, Allah yeşertir karşına çıkarır.
Eğer Allah, insanları zulümleri yüzünden hemen cezalandırsaydı, yeryüzünde hiçbir canlı bırakmazdı. Fakat onları belirli bir süreye kadar erteler. Ecelleri geldiği zaman ise ne bir an geri kalabilirler, ne de öne geçebilirler.
Bu dünya hayatı, bir oyundan, eğlenceden ve geçici bir zevkten başka bir şey değildir. Ama ahiret hayatı, Allah’a karşı sorumluluk bilinciyle yaşayanlar için çok daha güzeldir. Öyleyse hala aklanmayacak mısınız?