Her bir sözü ve alıntısıyla okurlarına farklı bir düşünce evreni sunan Elif Şafak sözleri, hayatınıza yeni bir bakış açısı katacaktır. Kitaplarından alınan bu alıntılar, kendi içlerinde ayrı birer hikaye ve düşünce denizi oluşturuyor. Şafak’ın zengin ve etkileyici diliyle hayatın çeşitli yönlerine ışık tutan bu sözler, sizinle derin bir bağ kuracak.
Türkiye’nin en sevilen ve en sempatik yazarlarından biri olan Elif Şafak‘ın büyülü dünyasına hoş geldiniz. Şafak, derin düşünceleri ve zengin dil kullanımıyla okurlarını etkileyen bir yazardır ve bu sayfada onun en anlamlı sözlerini sizlerle paylaşıyoruz. Elif Şafak’ın eserlerinden seçilmiş inciler ve bilgece düşünceler bu sayfada okurlarını bekliyor.
Elif Şafak’ın etkileyici sözleri ve kitaplarından alıntılar, hayatın birçok farklı alanına ışık tutuyor. Aşktan kadın haklarına, tarihten felsefeye kadar birçok konuda derin düşünceye dalmamızı sağlayan bu sözler, Şafak’ın kendine özgü yazım stiliyle daha da etkileyici hale geliyor. Aynı zamanda, yazarın hayata dair özgün bakış açısını ve felsefesini de yansıtıyorlar.
En Güzel Elif Şafak Sözleri
“Aşk bir seferdir. Bu sefere çıkan her yolcu, istese de istemese de tepeden tırnağa değişir. Bu yollara dalıp da değişmeyen yoktur.”
“Başı başına bir dünyadır aşk. Ya tam ortasındasındır, merkezinde ya da dışındasındır, hasretinde.”
Rüzgarın yönünü dilediğin gibi değiştiremezsin; ama yelkenleri rüzgara göre ayarlayarak, istediğin limana ulaşabilirsin.
“Güzel günlüklerim vardı ve bir de asla günlüklerim kadar güzel olmayan günlerim.”
“Aşktan yana yaşadıklarımı bilseydin eğer, halen sevebiliyor oluşuma aşık olurdun.”
“İçimin tünellerine girer girmez bir fener alıyorum elime. Buralar çok karışık. Kaç defa geldim. Gene de kayboluyorum.”
“Vazgeçebilmek lazım. Artık bizi sevmeyen sevgilileri bırakabilmek. Vazgeçebilmek, bazen en güzeli.”
Kahve aşk gibidir. Her ne kadar sabır ve özen gösterirsen, tadı o kadar güzel olur.
“Seveceksen öylece sev. Ne kusursuz insan ara, ne de insanda kusur.”
“İnsan doğası böyle işte, en çok nefret ettiklerimiz en fazla sevdiklerimiz oluyor hep.”
“Her ne yöne gidersen git, kaç menzil tüketirsen tüket, sakın ola kendinden utanma. Vücudun şehrine gir Pinhan, onu seyreyle. Hem de doya doya seyreyle. Biz nefsimizi silmekten değil, bilmekten yanayız unutma.”
“Ertelemek, yaşamın mayasını kaçırır. Kızdıysan bağır, sevindiysen söyle, özlediysen arkasından koş.”
Kazanması yıllar süren, kırılması saniyeler alan ve dağıldıktan sonra tekrar toparlaması için ömür gereken şeye; güven denir.
“Ey kendisinde kaybolmuş kişi. Bilmezsin, bedenin sana mezar olmuş, Nefsini tanımadıkça, nefsin seni gömer olmuş.”
“Belki de önemli olan gidilecek yer ya da güzergah değil, gitme fikrinin kendisi. Daimi göçebelik. Bir öte diyar fikri bakidir içimizde. Kimileri cennetteki Tuba ağacı misali. Kökleri var, var olmasına da toprağa bağlı değil, havada, yukarıda. Kimilerinin kökleri göçebe.”
“Birinin korkulardan, evhamlardan bahsettiğini dinlemen, onu esnerken seyretmeye benzer. Daha onunkiler bitmeden bir bakarsın sen kendininkileri saymaya başlamışsın.”
“Belki aşk sevgiliyi kazanmayı değil, onda kendini kaybetmeyi gerektirir.”
“Keşke söyleyebilsek birbirimize dürüstçe: ‘Seni seviyorum ama şu anda değil. Seni görmek istiyorum ama bugün değil.'”
“Tebeşirle çizilmiş bir seksek oyunu kadar uçucu bir çizgisi var hayatın. Farkında olmadan basıyorsun çizgiye. Kızıyorlar anında. ‘Yandın!’ diye atılıyorsun oyun dışına.”
“Biz nefsimizi köreltmekten yana değil, bilmekten yanayız.”
“Aşk bir seferdir. Bu sefere çıkan her yolcu, istese de istemese de tepeden tırnağa değişir. Bu yollara dalıp da değişmeyen yoktur.”
“Vazgeçebilmek lazım. Artık bizi sevmeyen sevgilileri bırakabilmek. Vazgeçebilmek, bazen en güzeli.”
“Elmas bir gözdür yürek. Ve çizilmeyegörsün bir kere, artık hep sedefsi bir yırtıkla bakacaktır cümle aleme.”
“Akıl kolay kolay yıkılmaz. Aşk ise kendini yıpratır, harap düşer. Hâlbuki hazineler ve defineler yıkıntılar arasında olur. Ne varsa harap bir kalpte var.”
“Her hakiki aşk hikayesi umulmadık dönüşümlere yol açar. Aşk, bir milat demektir. Şayet ‘aşktan önce’ ve ‘aşktan sonra’ aynı insan olarak kalmışsak, yeterince sevmemişiz demektir. Birini seviyorsan onun için yapabileceğin en anlamlı şey değişmektir.”
“Sahi YARİM ne güzel kelimeydi. Ağızda akide şekeri. YARİM der sonra bir es verir, gayri ihtiyarı susardın. Söyleyecek söz kalmazdı ardından. Tek başına kaç cümleye bedeldi…”
“Çünkü zanaatında ustalaşmak isteyen, yaptıklarını geride bırakmayı bilmelidir. Eserinden ziyadesiyle memnun olursan öğrenmeyi kesersin. ‘Ben artık oldum’ dersin. Oracıkta kalır yerinde sayarsın. En iyisi her seferinde en iyisi yeniden işe koyulmak, sil baştan.”
“Sevgililerimizi elimizden kaçırmaktan ölesiye korktuğumuz için onlardan gelecek değişime inatla direniriz, oysa belki de aşkla beraber gelen değişim tek kurtarıcımız olacak hayatta.”
“Şu dünya bir dağ gibidir, ona nasıl seslenirsen o da sana sesleri öyle aksettirir. Ağzından hayırlı bir laf çıkarsa, hayırlı laf yankılanır. Şer çıkarsa, sana gerisin geri şer yankılanır.”
“İnsan doğası böyle işte, en çok nefret ettiklerimiz en fazla sevdiklerimiz oluyor hep.”
“Aşktan yana yaşadıklarımı bilseydin eğer halen sevebiliyor oluşuma aşık olurdun.”
“Ertelemek, yaşamın mayasını kaçırır. Kızdıysan bağır, sevindiysen söyle, özlediysen arkasından koş.”
“Okuyarak da gezmek mümkün, her kitabı başı başına bir serüven addederek. Bir başka yüzyıla, bir başka mekana, bir başka hayata uzanan bir yolculuk. Aynanın bir de öbür tarafı var; çünkü dünyayı da okumak mümkün; her insanı, her hayatı bir kitap belleyerek. Okumak ve seyahat etmek aslında o kadar iç içe ki…”