Beni gerçek hayatta tanıyan (hatta sosyal medyada benimle bağlantısı olan) herkes, iyi ya da kötü, sonsuz bir iyimser olduğumu söyleyecektir. Hayatımı gümüş astara bakarak yaşamayı seçiyorum.
Birçok durumda, insanlar bana her zaman nasıl bu kadar pozitif kaldığımı sordular. Gerçekten bunu ben yapmıyorum.
Çoğu zaman, durumların olumlu yanını görmek, insanları gerçeklikten kopuk ve dünya hakkında naif bir görüşe sahip olmakla suçlar. Ancak bu, yanıltıcı bir varsayımdır. Gerçeğin, hem iyi hem de kötü yanlarını tecrübe etmiş biri olarak, bu varsayımı reddediyorum. Zor zamanlar ve sıkıntılar yaşadım; kalbim defalarca kırıldı, yaşamın en zor sorularıyla yüzleştim ve sorunlarımla başa çıkmak için yanlış yöntemlere başvurdum.
Hayatın Zorlukları ve Seçimler
Hayatta ilerlemek, büyük resmi görebilmek ve istenilen yaşamın hemen elde edilemeyeceğini anlamak zorunda kaldım. Mutluluğun her zaman hemen göz önünde olmadığını kabul ettim. Bu, benim her gün yaptığım bir seçimdir. Çevreme baktığımda, pek çok insanın hayatından memnun olmadığını görüyorum. İşlerinden, yaşam tarzlarından ve sahip olduklarından hoşnut değiller.
İnsanlar ve Mutluluk
Trafikte beklerken çevreyi gerçekten gözlemlediğiniz oldu mu? İnsanlara gerçek anlamda baktınız mı? Gördüğüm manzara genellikle kasvetli ve iç karartıcı. İnsanlar hayal kırıklıkları, umutsuzluklar ve kırık rüyalarla dolu. Yaşamlarını sürdürüyorlar ve mutluluğun gerçek olmadığına inanıyorlar. Mutluluğu gerçekten yaşayanlar, bu dünyada olamazlar; çünkü onların yaşadığı bir dünya yok.
Öyleyse neden bazı insanlar gerçekten, dürüstçe mutlu olabilir? Bu kadar sık pozitif kalmam nasıl mümkün olabilir? Bir kişinin gerçekçi olduğu kadar sonsuz bir iyimser olma yeteneğini özetleyen basit bir kelime var: Perspektif.
Perspektif, “önemli” ve “önemsiz” olanı ayırt etme yeteneğidir. Savaşlarınızı seçme becerisi, olayların küçük bir balonun içinde nasıl göründüğü değil, genel resmi ve daha büyük ölçeği görebilme yeteneğidir.
Gerçeklik ve İnsan Yapımı Çatışmaların Anlaşılması
Bu perspektif, evrenin ve dünyanın gerçekliği ile insanların kendi yarattıkları çatışmalar arasındaki ayrımı kavrama yeteneğini içerir. Temelde, bu, sorunların gerçek doğasını anlama ve onları olduğu gibi kabul etme yeteneğidir.
Perspektifin Günlük Hayata Etkileri
Bu bakış açısı, günlük streslerle başa çıkma ve sevdiklerimizle hızlıca ve etkin bir şekilde yakınlaşmamızı sağlar. İş ve özel hayat arasında denge kurmamıza olanak tanır. İş günü sonrasında rahatlama, dışarıda akşam yemeği yiyebilme ve günlük stresleri kişisel zamanıma taşımadan unutabilme gibi pratikler için bu perspektifi kullanırım.
Şükran ve Takdirin Gücü
Dünyada birçok insanın asla sahip olamayacağı nimetlerin farkında olmak, bize şükran hissi kazandırır. Sahip olduklarımıza odaklanarak, eksiklikler yerine mevcut değerleri takdir etmek, sevdiklerimizi gerçekten sevmek ve sorunları değil, çözümleri aramak hayatı anlamlı kılar.
İyimserlik: Bir Seçim Meselesi
İyimser olmak, bilinçli bir seçimdir. İşe giderken sevdiğimiz şarkıları dinlemek, çevremizdeki insanlara gülümsemek, markette birine merhaba demek, veya sıradaki kişinin kahvesini ödemek gibi küçük jestlerle mutluluğu seçebiliriz. Gerçek şu ki, kimse bizim mutsuz olmamızı istemez; bu tamamen kişisel bir tercihtir.
Depresyona gireceksin, üzüleceksin, hayatta zorluklarla karşılaşacaksın ama her seferinde diğer taraftan daha güçlü çıkacağını bileceksin. Bu sizseniz, tebrikler! Optimism üyelik kartınızı kapıda teslim alabilirsiniz.
Ne yaşadığınızdan bağımsız olarak – sonunda – mutlu olabilirsiniz. Hayat seni sınayacak ve sana meydan okuyacak ama seni asla yenemeyecek. Her zaman şunu hatırla: Zor zamanlar düzelir, ama zor insanlar düzelmez.