Türkiye’nin önde gelen güzel sözler sitesi olarak, duygu ve düşüncelerinizi dile getirebileceğiniz en anlamlı dokunaklı sözler ve mesajları sizin için bir araya getirdik. Hayatta bazen, bizi bu tür duygusal ifadeleri kullanmaya yönlendiren zorluklarla karşılaşıyoruz. Bu zorlukların, bizim için ne kadar değerli olduklarını hatırlatan insanlar tarafından oluşturulmuş olabileceğini belirtmek önemlidir.
Hayat, bazen sevdiğimiz insanlardan, belki de en yakın olduğumuz insanlardan aldığımız darbelerle doludur. Bu acı verici deneyimler, kalbimizi, ruhumuzu, hatta evimizi derinden etkiler. Ancak, bu durumlar sırasında yaşadığımız acı ve hayal kırıklığı, dilimize en etkili ve dokunaklı sözlerin gelmesine sebep olur. Bu sözler, duygusal deneyimlerimizi ve iç dünyamızı ifade etmek için kullandığımız güçlü bir araç haline gelir.
Web sitemizde, sizin de duygularınızı ve düşüncelerinizi ifade etme şansınız var. Yorumlar bölümüne ve ‘söz ekle’ kısmına kendi dokunaklı sözlerinizi ekleyerek bizim topluluğumuza katkıda bulunabilirsiniz. Deneyimlerinizi ve duygularınızı paylaşmak, hem kendinizle hem de başkalarıyla daha derin bir bağlantı kurmanıza yardımcı olabilir. Bu, acıyı hafifletebilecek ve belki de başkalarının benzer deneyimlerden geçmelerine yardımcı olacak bir yol olabilir.
En Güzel Anlamlı Dokunaklı Sözler
Yürek Ay gibidir. Vakti gelince tutulur.
Bulutlar ağlamasaydı, yeşillikler gülemezdi.
Öyle dalmışım ki hayallere, yaşadığımı unutmuşum.
Ben burada sen orda hasret bitmez büyür sevda.
Sen yağmur gibi yağmadın ki ben toprak gibi kokayım.
Aklımdasın diyen balıklar, ömrümsün diyen kelebekler gördüm.
Sen benim gökyüzüne gönderdiğim duanın; yeryüzündeki cevabısın.
Bana ışığın kıymetini göstermen için dünyamı karartmana gerek yok.
Yemyeşil bir deniz senin gözlerin ne bir sandal, ne bir ada, ne bir sahil var boğuluyorum.
Bugün senin için bir şey yapmıyorsam, dün elimden geleni yaptığım içindir
Keşke yanımda olsaydın demiyorum, biliyorum ki; isteseydin olurdun.
Vazgeçtim gözlerinden, vazgeçtim sözlerinden, bir ah de yeter sessizce kimsesizce gönderdim dudaklarımı.
Anlatırken tut elimi uykuya dalıp gitsem bile bırakıp gitme sakın beni.
Sevmek kadar sevilmekte bir acının yara bandıdır ama gerçekten sevmek yar değil yardan yara almaktır.
Çalacak bir kapım yok, mutluluğa hasretim artık sokaklar benim, görüyorsun değil mi?
Geride bıraktıkların mı var? Boş ver. Sana iyi gelen insanların geride ne işi var?
Uzaklaşmak iyidir. Birinden, bir şeyden. Uzaklaşmak bazen, yakınlaşmaktan da iyi gelir.
İlk değilsen bile son aşkım olup kal, senden öncesini yaşamadım sayarım, böyle bir aşka ömür vermeye değer, dillenir de nazara gelir diye korkarım.
Gönül kapılarımı sonuna kadar açtım. Kaderime söz verdim seni alnıma yazdım. Aşkın bir alev olsa yakar mı bu canımı? Uzanamam ben sana bu acıtır canımı.
Gözlerin bir çığlık, bir yaralı haykırış gözlerin bu gece çok uzaktan geçen bir gemi ellerin bir martı, telaşlı ve ürkek ellerin fırtınada çırpınan bir beyaz yelken.
Hani verdiğin sözler, hani ellerin nerde? Hani huzur bulduğum, deniz gözlerin nerde? Hani sen hep benimdin? Şimdi nerdesin nerde?
Huyumdur hep ölürüm nice aşklara bölünürüm ayımdır hep tutulurum nice ışıkla korunurum hüzün kovan kuşu gelmiş gecenin yanağına konuvermiş ay tenli aşık şarkıma karşılık vermiş.
Nikâh masasına oturdun işte, dayanmak çok zormuş, böyle sevince, sana mutluluklar, sözüm kardeşçe, at artık imzanı, git bir an önce.
Ah be çocuk ah! Seninki, masalda ki pamuk prensese âşık olmak değil. Uyutulduğun ninnideki bostana giren danaya yüreğini vermek.
İsyanım yanışıma ölüm bile susuyor ardına dönüp giden sen misin a kadın gururum yere düşer yeter ki bak yüzüme üstüme basıp geçme yar.
Kapalıydı kapılar, perdeler örtük silah sesleri uzakta boğuk boğuk bir yüzüm ayrılığa, bir yüzüm hayata dönük bu gün de ölmedim anne.
Son arzum nedir diye, gelip te bir sorsalar, haykırış olur sesim, sen yine sen der. Canım seni ister, seni diler, özler beni bırakma ele ateşlerim söner.
Ağlama anne benim için ağlama, bende herkes kadar aldım acılardan. Ağlama anne benim için ağlama bende herkes kadar yandım.
Anlamlı Dokunaklı Mesajlar
Ağla yaralı kalbim, her şey yalan ağla, bir avuç küldür elde kalan. Artık savrulup gitsen de rüzgâra ağla, mazidir şimdi senin olan. Yaralı yaralı kalbim dokunduğun el yalan, sakındığın gül yalan, sel akar kum olur geriye kalan.
Cahildim dünyanın rengine kandım. Hayâle aldandım, boşuna yandım. Seni ilelebet benimsin sandım. Ölürüm sevdiğim zehirim sensin. Evvel ‘im sen oldun, ahir ‘im sensin.
İşte gidiyorum, bir şey demeden, arkamı dönmeden, şikâyet etmeden. Hiçbir şey almadan, bir şey vermeden, yol ayrılmış, görmeden gidiyorum. Ne küslük var, ne pişmanlık kalbimde, yürüyorum sanki senin yanında, sesin uzaklaşır her bir adımda, ayak izim kalmadan gidiyorum.
Biliyor musun, seni düşünmek istemiyorum artık. Sevmek istemiyorum seni, hayal etmek, döneceğini beklemek… Ve daha da ileri gidip nefret etmek bile istiyorum bazen. Tamamen içimden söküp atmak, hiç olmamışsın gibi unutmak… Ama sen bunların hiç birine izin vermiyorsun. Mahallenin yaramaz çocukları gibisin, hep kalbime vurup kaçıyorsun.
Dün gece seni gördüm rüyamda, ağlayarak uyandım tek hatırladığım. Neredesin ve ne yapmaktasın şimdi ben hala seni söylüyorum belki bir gün tesadüfen.
Vazgeçtim gözlerinden, vazgeçtim sözlerinden, bir ah de yeter sessizce kimsesizce gönderdim dudaklarımı.
Hani o bırakıp giderken seni bu öksüz tavrını takmayacaktın. Alnına koyarken veda buseni yüzüne bu türlü bakmayacaktın. Gelse de en acı sözler dilime, uçacak sanırım bir kaç kelime, bir alev halinde düştün elime.
Rastlarsan gözleri yaşlı yavruna suçuna bağışla sarıl boynuna biz bize yaşarken geldik oyuna eller kadir kıymet bilmiyor annem senin kadar kimse sevmiyor annem.
Nesine yar nesine, ölürüm ben sesine, bir daha vursa idi nefesim nefesine. Canım sese mi geldin, kadem basa mı geldin, sağ olsam gelmez idin, öldüm yasa mı geldin? Saçın yüzüne perde, yüreğim düştü derde, ayaküstü duramam, seni gördüğüm yerde?
Deniz gözlüm benim senin için hazırım, eğer ölüm gerekse ölmeye giderim, yemin olsun seninim çocuklar gibi şenim deniz gözlerinde hayat bulur gözlerim. Yüreğim acır inan senden uzak kalmasın o deniz gözler benim başkası hiç bakmasın.
Bir orman bir gece kar altındayken çocuksu, uçarı koşmak seninle elini avcumda bulup yitirmek sığınmak ellerine bir gece vakti ellerin bir martı, telaşlı ve ürkek ellerin fırtınada çırpınan bir beyaz yelken.
Çok saçmaladım, bağışla. İnsanın kalbi darmadağın olunca, kafası da karışıyor. Mümkünse, söylediklerimi unuturken beni aklından çıkarma.
Gönül penceresinden ansızın bakıp geçtin,bir yangının külünü yeniden yakıp geçtin.Ne çok sevmiştim seni, ne çok hatırlar mısın? Bir bahar seli gibi dalımdan akıp geçtin..
Aynı kitapları okur, aynı filmleri izler, aynı müzikleri dinlerdik. Herkesten farklıydık biz, biz gerçekten ayrıydık. Şimdi ne okusam, ne izlesem, ne dinlesem hemen elim telefona gidiyor sonra o eskidendi diyorum çünkü biz artık gerçekten ayrıydık.
Sensiz geçen aylar senelere vurdu gerçekten yürekten sevmek bu kadar zor muydu! Şimdi bana belki pişmansın ama neye yarar benimle olsaydın ölümüne kadar. Bitmedi dertler dostlar namertler hepsi sertler yapamadım anne affet İstanbul mu lanet!
Acıya sabredersin adı metanet olur, insanlara sabredersin adı hoşgörü olur, dileğe sabredersin adı dua olur, duygulara sabredersin adı gözyaşı olur, özleme sabredersin adı hasret olur, sevgiye sabredersin adı aşk olur…
Düşlerin parlayıp söndüğü yerde, buluşmak seninle bir akşamüstü, umarsız şarkılar, dudağımda bir yarım ezgi, sığınmak gözlerine, sığınmak bir akşamüstü. Gözlerin bir çığlık, bir yaralı haykırış gözlerin bu gece çok uzaktan geçen bir gemi.
Günler sensiz geçer oldu, yüreğim benden gider oldu baharı beklerken güzelim, hep güneşi arar oldum her şeyin bir sonu var ama sonu yok ki düştüğüm yerin sana değil artık güzelim, ah ölüme koşar içim.
Rüzgâr ve martı sordular seni, neredesin? Nasıl derim terk etti, bırakıp beni gitti? Anladılar ki aşkımız bitti. Alay ettiler benle hep, sen oldun bunlara bak sebep. martı dedi: gördüm onu belinde erkek kolu. Rüzgâr güldü halime, dedi: gidelim, düş önüme. Gidemem, dinle martıları. Bitmiyor alayları.
Sevmek kadar sevilmekte bir acının yara bandıdır ama gerçekten sevmek yar değil yardan yara almaktır.
Sen Benim Adımı Bile Anamazsın…Bırak Dost Kalmayı Sen Benim Düşmanım Bile Olamazsın!!!
Seni ne kadar sevdiğimi öğrenmek istersen vur kır kalbimi kalbimden akan kan yazacaktır ismini o zaman anlarsın sana olan sevgimi.
Tutamadım verdiğim sözleri, silemedin yaşlı gözlerini, ölüm yakın görüyorum izlerini, hadi son bir kez tutayım ellerini, varlığımda kıymetimi bilmeyeni yokluğumla cezalandırırım.
Bisem ki bir daha hiç dönmeyecek bilsem ki gözyaşım hiç dinmeyecek utanmam sıkılmam mutsuzluğuma şimdi sensiz cehennemde yaşlanacağım.
Uğruna ödediğin bedeller, mutluluğuna gölge düşürüyorsa, hak ettiğin mutluluk sana biraz pahalıya mal olmuştur.
Gözlerin bir çığlık, bir yaralı haykırış gözlerin bu gece çok uzaktan geçen bir gemi ellerin bir martı, telaşlı ve ürkek ellerin fırtınada çırpınan bir beyaz yelken.
Hayat bir nefestir aldığın kadar, hayat bir kafestir kaldığın kadar, hayat bir hevestir daldığın kadar.
Hayat da paylaşmaya değer bildiğin bir sır varsa eğer haykırıp dağlara taşlara, anlatmalıymış meğer.
Gönül kapılarımı sonuna kadar açtım. Kaderime söz verdim seni alnıma yazdım. Aşkın bir alev olsa yakar mı bu canımı? Uzanamam ben sana www.guzele.com bu acıtır canımı.
Gözlerinde menevişler, denizde martılar gibi bakışların köpük köpük, sonsuzluğu anlatır gibi.
O günlerden bir rüzgâr eser ümitlerin seni terk eder senden o bakışları gizler, kapkaranlık bir keder.
Varmadan sekizine, ergin oldu Ünzile. Hem çocuk, hem de kadın. On ikisinde ana. Bir gül gibi al ve narin, bir su gibi saydam ve sakin susar kadın Ünzile. Yağmuru kim döküyor, Ünzile kaç koyun ediyor. Dayaktan uslanalı hiçbir şey sormuyor. Yağmuru kim döküyor Ünzile kaç koyun ediyor.
Aynı kitapları okur, aynı filmleri izler, aynı müzikleri dinlerdik. Herkesten farklıydık biz, biz gerçekten ayrıydık. Şimdi ne okusam, ne izlesem, ne dinlesem hemen elim telefona gidiyor sonra o eskidendi diyorum çünkü biz artık gerçekten ayrıydık.