Ahmet Kaya Sözleri

En çok şarkıları ile ön planda olan Ahmet Kaya sözleri ve Ahmet Kaya ile ilgili güzel sözler paylaştık.

1980 ve 1990 yılları arasında söylediği şarkılar ile zamanına damga vuran ve hala dinlenme rekoru kıran şarkı sözlerinden de alıntılar ile sizlere güzel bir söz sayfası hazırladık.

Ülkemizde en çok dinlenen kürt kökenli vatandaşlarımızdan birisidir. Nedendir bilinmez ama meyve veren ağaç her zaman taşlanırmış.

Ahmet Kaya ülkemizin gelmiş geçmiş en aydın insanlarından bir tanesidir. Bizde bu değerli insanın güzel sözlerini sizlerin beğenisine sunduk.

Ahmet Kaya Sözleri

Bozar mı sandın acılar?

Birazdan kudurur deniz.

Depremler oluyor beynimde.

Söyle sen neredesin, ben nerde.

Bırak ay gitsin, sen kal bu gece.

Suçu saz çalmakmış, öğrendiğim kadar.

Bizi zaman yenecek ve anılar kalacak.

Söyle ay doğmadan, düşmesin yaş gözüme.

Dışarıda kar yağıyor, benim içime yağmur.

Dedim ya, hiç yoktan susturuldu şarkımız.

Ölümü özledim anne, yaşamak, isterken delice.

Kendine iyi bak. Beni düşünme. Su akar yatağını bulur.

Ağladım gözyaşlarım düştü ateşe, yine de bu yangını söndüremedim.

Giderim buralardan, giderim bir akşam üstü. Umurunda olmaz, umurunda olmaz, umurunda olmaz bilirim.

Hesabım kalsın mahşere, elimi yıkar giderim.

Söyle yağmur söyle. Değmeden yüreğime. Söyle gökyüzüne. O nerde.

Bir türkü mor dağların emanetidir. Firari mahpuslara bir avuç su. Bir türkü dilimi içerdekine.

Dün gece gördüm düşümde, seni özledim anne. Gözlerinden akan bendim. Düştüm göğsüne, söyle canım yandığımı anne.

Gözüm yaşarıyor yüreğim yanıyor, olmasaydı sonumuz böyle.

Vatan Sözleri, Vatan Sevgisi Sözleri

Artık sigarayı günde üç pakete çıkardım. Olsun gözüm olsun. Ne olacaksa olsun!

Sensiz isyan ettim her an dünyam kahır, dünyam zindan yine başım duman duman olmadan gel.

Dibine vurmuş gecelerden geldim, yalanım yok. Bir cebimde küfür, bir cebimde çocuklara şekerle yaşadım. Hepinizin gurbetindeyim şimdi.

Bu dağlara bu yollara, toz eyledi aşk beni. Ben yanarım aşk için, ben yanarım güç için.

Bir kenar mahallelisiyim mecburen uzaktan severim…

Haykırsam duyamazsın. Çağırsam gelmezsin. Yürekten sevemezsin sen.

Kırmızı rujlu sokakların, aşağılık pazarlıkların, adı anılmayacak benle. Bir çiçeğim halk ormanında fışkırdım, başkalaşıyorum.

Ben klasik bir kadere teslim olmak istemiyorum ve öldükten sonra değil, şimdi anlaşılmak istiyorum.

Sonbahar damlardı damlalarımıza, biz seninle sararırdık. Aydınlanansın diye şu kirli yüzler, biz durmadan şavaşırdık.

Sana boncuktan kuş yaptım konacak pencerene.

Anlamlı Ahmet Kaya Sözleri

Dostum dostum güzel dostum. Bu ne beter çizgidir bu. Bu ne çıldırtan denge. Yaprak döker bir yanımız, bir yanımız bahar bahçe.

Giden bu yolculardan, en çok ben şanssızım. Ne kadar çok yaşadıysam, o kadar çok yalnızım.

Saçlarına yıldız düşmüş koparma anne ağlama.

Şimdi bütün iyi niyetlerimi, bir bir yargılayıp asıyorum.

Ceketimi yağmurlara astığımdan beri, tehlikeli şiirler yazar dünyaya sataşırım.

Acılardan arta kalan işte bu bakışlarmış. Buğu diye gözlerimde, gün batımı bulutları.

Dibine vurmuş gecelerden geldim. Yalanım yok. Bir cebimde küfür, bir cebimde çocuklara şekerle yaşadım. Hepinizin gurbetindeyim şimdi.

Kısa çöp uzun çöpten hakkını alır elbette.

Bana böylesi garip duygular bilmem neye gelir, nereye gider döndüm işte acı yüreğimden beynime sızar, bu günde ölmedim anne.

Şimdi gözlerime ağlamayı öğrettin, ki bu yaşlar utangaç boynunun kolyesi olsun.

Hey gönül gene bu gece, kederim geceden yüce. Gel susalım beraberce, böyleymiş kara yazımız.

Siz benim neden sustuğumu nerden bileceksiniz.

Firarilerin uzmanı olmuşum, bütün istasyonlarda afişim durur, beni bir çocuk bile vurur.

Sırtını duvara yaslar, sırtını ağaca yaslar susarsın. Sen artık hiçbir sözü, hiçbir sözü kaldıramazsın.

Acımasız olma şimdi bu kadar, dün gibi çekip gitme.

Bazen bir uçurum kalır, bazen de martıların ardından. Velvele koparan bir leş kalır, bir intihar gibi puşt olunca sevdalar.

Bir menekşe kokusunda seni aramak var ya, bu hep böyle böyle gider mi.

Bu hasretlik kalır gitmez teninde! Eksilmez acılar ezik yüreğimde.

Yüzlerce soğuk namı üzerime çevrildi, yüzlerce demir tetik aynı anda gerildi.

Dostlukmuş. Ölüme yürümekmiş. Üstüne titremekmiş. Vefaymış! Aşk dediğin, zavallı bir kapıyı duvara çarpıp çıkıncaya kadarmış!

Sakin göllerin kuğusuyduk, olmasaydı sonumuz böyle.

Bir ben kaldım, bir ben kaldım, tenhasında gecenin, avutulmamış ben.

Kokunu verirken vazomda güller, yıkar mı sandın beni bu yalancı ayrılık.

Sanki gökten kar yerine kan yağıyor, kar altında üşümüş bir çocuk ağlıyor. Yaşlı gözleriyle bana bakıyor, akan gözyaşını içesim gelir.

Yalnızlığım benim pasaklı kontesim, ne kadar rezil olursak o kadar iyi.

Firarilerin uzmanı olmuşum, bütün telsizlerde adım okunur.

Beni bilimle anla iki gözüm felsefeyle anla ve tarihle yargıla.

Ben giderim geri gelmem, benden sonra kalan kalır.

Parmak uçlarına değen sıcaklık, incinen bir hayatın yarasıdır.

Şimdi saat yokluğunun belası, sensiz gelen sabaha günaydın.

İhanetin zincirini tutan utansın. Dönüp arkasına bakan utansın. Dost diye bağrıma bastığım insanlar, arkamı dönünce vuran utansın.

Yorum yapın